Korkarsan Eğer…

“Bir ülkede namuslu insanlar, en az namussuzlar kadar cesur olmazsa, o ülke mutlaka batar.” Demiş Kurtuluş Savaşı Kahramanı İsmet İnönü… Bu ülkede iktidarından muhalefetine, sağcısından solcusuna, muhafazakârından liberaline kadar herkesin sık sık tekrar ettiği İsmet İnönü’nün tarihe geçen bu sözünde mutabık olduğunu görüyoruz. Ve her geçen gün daha da anlam kazandığına şahit oluyoruz.
Çünkü bu ülkede devletimiz ve milletimiz bekasını hiç kimseden korkmamaya borçludur.
İstiklal Marşımızın bile “Korkma” diye başladığını unutmamamız lazım.
Kendini devlet yerine koyanlardan, devlete meydan okuyanlardan, devleti kendisinden ibaret sayanlardan korkarsak eğer özgürlüğe yakılmış bütün meşaleler söner.
Hiçbir zaman unutmamamız lazım;
Eğer bir ülkede halk korkutulursa karanlık çağlara geri dönülür.
Emeğe saygının hükmü ortadan kalkar, “emek ve ekmek” diyenler “aş, iş” isteyenler susturulur.
Korkuyla terbiye edilen toplumların insani değerleri un ufak edilir.
Suskunluk kendisine sığınacak bir delik bulur ve üstünü örter..
Hiçbir şeye bulaşmamak öznesi sayılır hayatın.
Hak, hukuk çiğneyenlere, kul hakkı yiyenlere hesap bile sorulmaz.
Halkı yoksul olanın korkaklığı zengin olur, geleceği yok olur.
Halkın susturulduğu ülkelerde zalimliğin derebeyliği hüküm sürer,
Komşusu aç yatarken, tok yatanlar Allah’tan bile korkmazlar ekmeğini verenlerden korktukları kadar.
Haramla beslenirler kanser hücresinin en zayıf hücrelerden beslendiği gibi..
Korkuyla sindirilmiş toplumların bir yanı kördür, bir yanı sağır…
Halkı yoksul ve korkak olanın sevabı az, azabı çok olur.
Halkı yoksul ve korkak olan ülkelerde ölümler bile kadersiz olur.
Ama bilinmelidir ki, aslında özgürlüğü kısıtlayanlar kendisini kısıtlamış olur.
Gücüne tutsak olanlar, gün gelir o gücü kaybeder, geriye silinmeyen acılar kalır.
Bakın geçmiş uygarlıklara ve onu yönetenlere! Geride anlatılan hangi öyküleri kalmış..
Gılgamış Destanı der ki…
“Sonsuza kadar yıkılmayacak bir ev biliyor musun?”
İnsanın tek gücü bedeni ve düşüncesidir…
Gerçek bir demokrasi isteyen düşünce özgürlüğüne sahip çıkar.
Halkı konuşan ülkelerin geleceği sağlam olur. İnsanları yürekli yönetenleri özgüvenli olur.
Geleceğine umutla bakarken geçmişten ders alacaksın.
Nasıl ki askeri darbelere karşı durduysan, sivil darbelere de karşı duracaksın. Organize suç örgütlerine de , devlete göz dikmek isteyen herkese karşı duracaksın..
Çünkü demokrasilerde ihanetle sadakat arasında ince bir çizgi vardır.
O çizginin adı da özgürlüktür!
Netice itibarıyla…
Korkup sustukça tutsak, cesaret edip konuştukça özgürsün…
Demokrasi korkuyu yener.
Demokrasiye sahip çıkacaksın. Darbelerde çıktığın gibi!
Ali Galip AKYILDIRIM