Ali Galip AKYILDIRIMYazarlarımız

Sessiz İşgal

Bir Bedevi devesinin üzerinde yakıcı güneş altında çölde yol almaktadır.

Birden ufuk kararır, gökyüzünde ender görülen kuşlar kararmanın aksi yönünde hızla kanat çırparak uzaklaşırlar. Deneyimli Bedevi kum fırtınası geldiğini anlar ve hemen devesini çökerterek üzerinden iner. Heybesinden aldığı bir kazığı kumlara çakar ve devesini sıkıca bağlar. Sonra katlanmış çadırını heybesinden çıkararak çabuklukla kurarak içine girer.

Çadırın son iplerini bağladığı sırada fırtına patlar. Fırtına çadırı yerinden koparacakmış gibi şiddetlidir. Kum sağanağının çarptığı kumlar boynuna saplanan deve canı çok acıdığından dile gelir.

“Efendi canım çok acıyor. Hiç olmazsa başımı çadıra sokmama izin verir misin?” dışarıda olmanın zorluğunu iyi bilen Bedevi devenin bu isteğini kabul eder.

– Tamam, başını çadıra sokabilirsin diyerek çadırın kapısındaki düğümleri gevşetir.

Fırtına giderek azmaktadır. Deve sahibine tekrar yalvarır.

“Efendi derimin en ince olduğu yer boynumdur ve şu anda çok acıyor. İzin ver boynumu da çadıra sokayım”

Bedevi biraz ikirciklenir ama bu isteği de kabul eder.

Fırtına azalacağına daha şiddetlenmiştir. Deve bu kez ilk ikisinden daha acıklı yalvarır.

“Efendi ne olur hörgücümü de çadıra sokmama izin ver”

Bedevi bu isteği de kabul eder ama hörgücün içeri girmesiyle küçücük çadırda kımıldayacak yer kalmamıştır. Bu duruma Bedeviden önce deve tepki gösterir.

“Efendi bu çadır ikimize dar geliyor, sen dışarı çıkıp başının çaresine baksan iyi olacak.” Der.

Şimdi kıssadan hisseye gelince;

Bu ülkeye akın akın Suriyeliler geldi..

Akın akın Pakistanlılar geldi..

Akın akın Sudanlısı, Nijeryalısı geldi..

Şimdi de akın akın Afganistanlılar geliyor..

Çok yakındır “Hepimiz Türkiye’ye sığmıyoruz. Lütfen Türkler ülkeyi terk etsinler” demeleri..

Kısacası günümüzde artık emperyalizm ülkeleri tankla, topla, tüfekle, yüzbinlerce askerle işgal etmiyor. Yüz yıl önce cephelerde kaybettikleri savaşları siyasetle kazanmaya çalışıyorlar. Bunun içinde önce ülkemizin kültürünü yozlaştırıyorlar. Sonra milli değerlerini köreltiyorlar. Tarihini unutturuyorlar. Millet kavramını yok edip siyasal din üzerinden ümmetçilik düşüncesini yerleştiriyor, sonra da daha önceden kaderiyle oynadığı Suriye gibi, Irak gibi, Afganistan gibi ülkelerin aç ve açıkta kalmış insanlarını akın akın bu topraklara gönderip demografik yapıyı bozduruyorlar. Sonrası mı? Bi zahmet onu da okuduğunuz bu fıkrayla ilişkilendirin. Buna ister sessiz işgal deyin, isterseniz beraber yaşamaya devam edin.

Ali Galip Akyıldırım

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Başa dön tuşu