Yazarlarımız

Manzara…

Günümüz de emeği ile geçinen insanların yüzüne baktığımda,

Yılların yorgunluğunu, onurlu ama kıt kanat geçen bir ömrün izlerini görürüm.

Biraz hırçın, biraz içe kapanık, biraz isyankâr çocukları gördüğüm de…

Acıma duygusunu yitirmiş bir ülkede, bu çocukların yüzünde yaşayamadıkları çocuklukları, talan edilmiş geleceklerini, sokaklarda geçecek bir ömrün izlerini görüyorum.

Kaybolan yarınları görüyorum.

Onların yanından sırıtarak geçen, geleceğin suçlusunu yaratan utanmazları da görüyorum.

Geçmişten bu güne geçen zamanı sorguladığımda,

Üzülürüm.

Çünkü yılların saçlarımızı okşayarak geçtiğini değil de, hoyratça dağıtarak ve ağartarak geçtiğini gördüm.

Yoksulluğun kader, zenginliğin Allah vergisi olduğunu gördüm..

Bir zamanlar haksızlığa başkaldıranların, şimdi düşünmekten korkar olduklarını gördüm.

Gördüğüm mert insanların içlerine kapandıklarını, ödedikleri bedellerden dolayı susmayı seçtiklerini gördüm.

İnsanların uyanmak için değil de, uyumak için kitap okuyup film izlediklerini gördüm.

Oysaki o insanlar bir zamanlar insanlar uyansın diye kitap okuturlardı, film izletirlerdi.

Üzülerek bakıyorum ki bir zamanlar gençliklerinde “Bağımsız Türkiye, Milliyetçi Türkiye” diye yola çıkanlar şimdi sadece anılarını anlatıyorlar.

Darağaçlarından kurtulanlar ekmek kavgasının peşindeler.

Filistin askılarından inenlerin çoğu, “askıda ekmeğe” muhtaç olmuşlar.

Onların zamanında insanca yaşamanın yolu kardeşçe paylaşmaktan geçerdi, şimdikilerin hedefi parayı bulmaktan geçiyor.

İnsan canına verilen değerlerin gittikçe anlamı küçülürken, parasal değerlerin büyüdüğünü görüyoruz son tahlilde.

Çöplükten beslenen insanların sesi olması gereken gazetelerin, televizyonların Yurttan Sesler” korosuna dönüştüklerini, dönüştürüldüklerini görüyoruz.. 

O yürekli insanların harcanan gençliğinin bedelini kimseler ödeyemez.

Onlar asla umutlarını da kaybetmezler.

Çünkü onların çocuklar için  “biz görmedik siz görürüsünüz “ diye verilmiş sözleri vardı.

O yürekli insanların hayatlarının sonbaharında bu ülkeden hala umutları bulunmakta ve bu ülkede demokrasinin, hukukun, adaletin, insan haklarının, iktidar olmasını istemektedirler.

“Güzel günler göreceğiz” diyen bir neslin kendisi güzel günler görmeden gelip geçtiler.

Onlar beyaz atlara binip gittikten sonradır ki demirin tuncuna, insanın bitirimine, üçkâğıtçısına, dolandırıcısına, sahtekârlarına kaldık…

Ve “yazık oldu yarınlara” şarkısı neredeyse hayatımızın özeti oldu.

 Ali Galip AKYILDIRIM

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Başa dön tuşu