Kral Çıplak!

Farkında mısınız?
Millet artık terörü, Suriye’yi, iç siyaseti, dış siyaseti konuşmuyor.
Millet 2023’te çıkarılacak, gaza, uçan arabaya, gökyüzünden inmeyen uçak masalına inanmıyor.
Millet tek düğmeye basılarak açılan 300 fabrika masalına itibar etmiyor.
Millet iliklerine kadar hissettiği işsizliği konuşuyor.
Milet kaynatacağı tencereyi konuşuyor.
Millet tarlada kalan ürününü konuşuyor.
Millet bankaların gırtlağına nasıl bastığını konuşuyor.
Millet elektrik, gaz faturalarını nasıl ödeyeceğini konuşuyor.
Millet 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 448 lira olduğunu konuşuyor.
Millet yoksulluk sınırının 7 bin 973 lira olduğunu konuşuyor
Millet her gün eriyen maaşını düşünüyor.
Millet ülkemizi insanının dörtte üçünün sefalette terk edildiğini konuşuyor.
Millet pazaryerinden arta kalan artıkları toplayıp çocuklarını doyurmaya çalışanları konuşuyor.
Millet son nefesini verirken bile hala dünyanın en zalim vergilerini ödediğini konuşuyor.
Millet halen Kanal İstanbul’la uğraşan, yap- işlet- devret bataklığını büyüten köprüler- hastaneler- yollar yaparak devlet kaynaklarını tüketen ve ortaya çıkan açığı, işkence haline gelen ağır vergilerle kapatmaya çalışan iktidarı konuşuyor.
Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düştüğünü konuşuyor.
Millet iktidarın halktan koptuğunu konuşuyor.
Millet “krizle gelenlerin krizle gideceğini” konuşuyor.
Millet Bir Kurtarıcı Arıyor!
Kısa Bir Yazı
Bir adam tanıdım..
Adam hayal satıyordu,
Yoksulluğu zenginlik diye,
Çarkı dönmeyen fabrikaları çalışıyor diye,
Dibe vurmuş ekonomiyi gökyüzüne pik yapıyor diye..
İnanılması imkânsız hayaller satıyordu!
Ama o kadar güzel satıyordu ki bu hayalleri, gerçek diye ölümüne savunanlar bile vardı.
O hayallerin peşinden gidip çölde susuz kaldıklarında oranın çöl olmadığını kabullenmeyenler bile vardı..
Hatta o çölde “ulan bu çölün suyunu kurutan muhalefete lanet olsun” diyenler bile vardı..
Adam hayal satıyordu..
Her gittiği yerde bir düğmeye dokunarak 300 fabrika açılışı yapıyor, milyonlarca istihdam yaratıyordu.
Ama her ne hikmetse o günün akşamında insanlar yine işsiz, yine ekmeksiz, yine perişan evlerine dönüyordu..
Ama hayaller güzeldi..
Evet bir adam hayal satıyordu, hem de eski zamanların hayalini. Kaç zamandır herkes işsiz güçsüzdü. Mideler boştu..
Ama o, onlara bakıp kendini oyalıyordu..
Ne de olsa hayallerin pik yaptığı yerde dip yapmakta normaldi.
Ali Galip AKYILDIRIM