Fuat SÜMELİYazarlarımız

İrade Cızırtısı

“İnsanın en büyük sorunu nedir?”

İnsanın en büyük sorunu iktisadi midir?

Yoksa insanın en büyük sorunu işsizlik midir?

Ya da yeteri kadar bilim üretememek midir?

Sanırım “İnsanın en büyük problemi nedir?” sorusuna verilecek cevap muhtemelen insanın en büyük problemi vesayete yapışmasıdır. Bilhassa yaşadığımız coğrafyada insanların çoğu iradesine konulan ipotek için reaksiyon göstermemektedir. Yeteri kadar iradesine saygı göstermiyor. İtilip kakılması, horlanması, aşağılanması ve yeri geldiğinde yok sayılması, onu çok fazla ilgilendirmemektedir.

Şimdi insanın mahiyetine baktığımızda onu değerli kılan ve diğer türlerden farklı bir konumda itibar görmesini sağlayan şey onun özgür iradeye sahip olması ve özgür iradesini ile seçebilme ve doğru karar verme yetisine sahip olmasıdır. İnsan için burada makul olan şey seçimini yapabilmesidir. Ancak insan çoğu zaman seçimi kendisi yapmak istemez. Mutlaka iradesine bir güç tayin ederek seçim yapma konumunu vesayet adına alarak yaşar. Örneğin, insan kendi serüveninde gizemli ruhlara, tabiatın içindeki güçlere, muhtelif hayvan ve insan heykellerine, özellikle mitolojik varlıklara ve masal kahramanlarına tapınmadan duramamıştır. Yani bir yönüyle insan kendisine put oluşturmadan yerinde duramıyor. Nasıl ki tarih boyunca nesillerimiz putları çok sevdiyse aynı şekilde bugünde birazcık metamorfozleşmiş bir tarafıyla putları sevmeye devam ediyoruz.

İnsanlar kendilerine gönderilen dinlere de aynı muameleyi reva gördüler. Dini ilke ve değerlerini deformasyona uğratılarak içerisindeki orijinal tevhid kökenli güdüleri zamanla kaybolmasına sebebiyet verdi. Ve böylece insanoğlu ruhunu yalancı tanrılarla ve gizemli putlarla doyurmaya çalışmaya başladı.

Eskiden güneşi ayı tanrılaştırıyorlardı. Yani yeryüzündeki hadisatları güneşe, aya ve yıldızlara bağlayarak onları kutsuyordu. Daha sonra krallarını putlaştırdılar. Reislerini, kabilesini, devletlerini putlaştırdılar. Bunlara benzer çeşitli suni kutsallıklar oluşturdular. Bütün bunların içinde debelenip durdular. Ta ki kendilerine bir istikamet belirlene kadar. Ancak istikamet belirlendikten sonrada insanlar kendi oluşturmuş oldukları kutsallıklarından vazgeçemediler. Bu güdüleme sorunu hep devam edegeldi.

Gelgelelim bugünün dünyasında da gırla bir put galerisi mevcut. O eski pagan çağları sanki yeniden yaşıyoruz gibi. Tek fark bugünkü putlar o eski taştan ağaçtan tapılan putların yerine; çağın taze yeni ikonları olan sanal tanrılar, otoriterler, liderler ve ideoloji putları aldı.  Ve maalesef etrafımız, dini açıdan elinde tespih dilinde esma zikirleri ile etrafta salınarak bütün benliğiyle putlara taparak ama kendini yine de tevhid yolunda sanan kişilerle dolu. Aynı zamanda liderlere, otoriter yönetimlere, milliyetçiliğe, devlete, coğrafyaya, kutsallık atfederek zihninde put oluşturabiliyor. Ya da heva, hevesini ve arzusunu putlaştırabiliyor. Birde modern insan ekstra bir put oluşturdu. Modern insanın oluşturduğu bu put konfordur. Yani modern insan konforu putlaştırarak aşırı kırılgan hale gelmiş bir ruh sağlığına sahiptir artık. Bu konformizm, belasıyla insan iradesini tamamıyla rafa kaldırıyor. Çevresinde kabul görmüş hâkim görüşlere ve davranış biçimlerine tamamıyla uyma rahatlığı var. Sorgulama, düşünce ve fikretme yok… Yani mealen şunu diyor: “Ortada bir put varsa ve bu benim rahatımı bozmuyorsa, ben uyarım sonuna kadar bu puta” diyebiliyor. Bir yanıyla her şeye kıyar parçalar ama rahatına kıyma putuna dokunmaz! Nasıl yönetildiklerini dahi merak etmezler. Hiçbir şekilde suya sabuna dokunmadan, etliye sütlüye karışmadan, “evet efendim” geleneği içinde yaşayıp giderler. İradenin cızırtısı dahi yoktur.

Yani anlayacağımız putçuluk, radyo dalgası gibi yayılan boş gönüllere ve zihinlere girip arada sesini cızırtılarla duyuran birer alıcı gibi bütün hızıyla işlemeye devam ediyor. Belli ki bu cızırtı hiçbir zaman zihinlerden düşmeyecektir. Zaten bu putçuluk cızırtısı yok olduğunda insan özgürleşir. Bu sesi bastıranlar iradesini kullanmayı başarmıştır. Bu sesle yaşayanlar yanlış istikamete yol almaya devam edecektir.  

Son olarak insanlık ve özelinde yaşadığımız coğrafyanın iradi panoramasına baktığımızda; ne yazık ki bugün seküler ideolojiler büyük bir rab konumunda vazife görüyorlar. Ayrıca mal ve mülkte yaratıcıdan çok çok daha değerli bir konuma gelmiştir. Mala mülke olan düşkünlükten dolayı insanın bugün yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Bu durumda insanın bu putlardan vazgeçmesi çok zor görünüyor. Zaten bir nevi put dediğimiz şey; ölümüne benimseyip, bir tutku hâline getirdiğimiz şeylerden oluşuyor. Bundan da maalesef vazgeçemiyoruz. Oysaki insan iradesini doğru kabloya bağladığında emin olun ki o zaman gerçek manada özgürleşir. İradenizi aktif kullanın ve doğru kabloyu bulun! 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu