Ali Galip AKYILDIRIMYazarlarımız

Ey İstikrar Geldiysen 3 Kere Kafamıza Vur

Karan Şekerleme

Neyse istikrarın ruhunu çağırmadan maziyi bir hatırlayalım.

2002 yılında Sayın Bahçelinin “alayına” rest çekerek “istikrarı” bozmasından sonra hemen seçime gidildi.

O tarihte AKP adında bir parti siyasi hayatımıza girdi ve partinin lideri ve kurucu kadrosu tek başına iktidar oldukları takdirde ülkeye istikrar getireceklerini seçim meydanlarında söyleyip anlattılar.

Halkımız “yeter ki istikrar olsun” diyerek ezici bir çoğunlukla AKP’yi tek başına iktidara getirdi.

AKP bundan sonra da her 5 yılda bir yapılan seçimlerde de ezici bir çoğunlukla hep tek başına iktidar oldu. Her seçimin ana teması “istikrardı.”

“Biz gidersek istikrar bozulacak” denildi yıllarca…

Ve seçmen bir türlü gelmeyen istikrarın bozulmaması için her seçimde oylarını AKP’ye verdi.

Kısacası istikrar için 3 Kasım 2002’den itibaren halkımız sandıklara koştular tek sebep “istikrardı.” O gün bu gündür de yurttaşımız istikrar için AKP’yi sırtına almış taşıyıp duruyor.

 AKP, 3 Kasım 2002 yılında Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında “istikrar için” ilk olarak katıldığı genel seçimlerde yüzde 34,28 oy oranıyla tek başına iktidara geldi. Ama istikrar gelmedi.

Bu seçimde beş yıl sonra 22 Temmuz 2007 tarihinde “istikrar için” yapılan 23. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde yüzde 46,58 oy oranıyla ikinci kez tek başına iktidara geldi. Ama istikrar gelmedi.

12 Haziran 2011’de halk bu kez “istikrar için” 24. Dönem Milletvekilleri Genel Seçimleri için sandık başına gitti. Bu seçim ayrıca 34 yıldan sonra Türkiye’nin “erken” yapılmayan ilk genel seçimi olarak kayıtlara geçti. AK Parti bu seçimde de yüzde 49,83 oy oranıyla yine tek başına iktidara geldi. Ama istikrar gelmedi.

7 Haziran 2015 tarihinde “istikrar için” Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine AKP 25. Dönem Milletvekilleri Genel Seçimlerine Ahmet Davutoğlu genel başkanlığında girdi. AK Parti bu seçimde 40,87 oy oranına sahip olmasına rağmen TBMM’de 258 sandalye sayısına ulaştı ancak bu oran AK Parti’nin bu kez tek başına iktidar olmasına yetmedi. Yapılan tüm koalisyon görüşmeleri sonuçsuz olup yeni bir hükümet kurulamayınca yine Devlet Bahçeli’nin “alayına” diyerek ve de istikrar için yeniden erken seçime gidildi. Ama istikrar gelmedi.

İstikrar için AKP yeniden yüzde 49,26 oy oranı ile ve ezici bir çoğunlukla yeniden tek başına iktidara geldi. Ama istikrar gelmedi.

2002 istikrar seçiminden 2018 istikrar seçimine kadar 19 koca yıl geçti. Ama istikrar bir türlü gelmedi.

Neyse yine istikrar için sistem değişikliğine dönelim..

İstikrarın bir türlü gelmediğini gören dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan   “Ülkemize istikrarın gelmesi için mutlaka başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini” açıkladı.

Dönemin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım da “Bir işimiz daha kaldı. Türkiye’de istikrarın sürmesi lazım. İstikrar sürecek. Türkiye büyümeye devam edecek. Nasıl olacak? Başkanlıkla olacak. Dedi.

“AK Parti’yi 1 Kasım’da iş başına getirdiniz. Böylelikle zayıf iktidarlardan milleti kurtarmak, milli birliği kuvvetlendirmek için başkanlık sistemine ihtiyaç var.” dedi.

Yıldırım, “Biz başkanlık diyoruz. Biz ‘Başkanlık Türkiye için gereklidir’ diyoruz. Başkanlıkta güçlü siyasi irade var, başkanlıkta tek başına istikrar var.”

Müjdeyi aldık, yeniden heyecanlandık. Nihayet 15 yıldan sonra istikrar gelecekmiş. Ama küçük bir şartla “başkanlık sistemine” geçmememiz gerekiyormuş

Neyse uzatmayalım Türkiye istikrar için başkanlık modelini oylamak için 24 Haziran 2018’de sandığa gitti. Ve İstikrar için Türkiye Sayın Erdoğan’ı başkan olarak seçti.

Şimdi vatandaş olarak soruyorum; Başkanlık sistemine kadar tek başınıza iktidardaydınız. İlla ki “başkanlık olsun” dediniz onu da aldınız. Peki, bu vaat ettiğiniz nasıl bir istikrarmış ki 19 yıldır hep tek başına ve ezici bir çoğunlukla iktidar gelip kesintisiz 19 yıldır ülkemizi yönetmenize rağmen hala “istikrarı” getiremediniz. Getiremediğiniz gibi vatandaşı yoksulluğun ve sefaletin kucağına attınız.

Bu millet hayatında görmediği yoksullukla imtihan ediliyor. İşsizlikle imtihan ediliyor. Açlıkla imtihan ediliyor. Sefaletin kucağında can çekişiyor.

19 yıldan bugüne kadar üretimi durdurulmuş fabrika sayıları her gün artıyor.

Milletimiz askıda ekmeğe muhtaç edildi.

Yem fiyatları yüzünden süt inekleri kesime gönderiliyor.

Çiftçinin üretim aracı olan traktörler haczediliyor.

Emeklilerin maaşına haciz gelmez diye kanun vardı sürünen emeklilerin maaşına bile bankalardan haciz geliyor, icraya veriliyor.

Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış topraklarımız ve cumhuriyetimizin 100 yıllık kazanımları yabancılara satılıyor.

Yanlış tarım politikaları nedeniyle verimli tarım topraklarımız kaderine terk edilmiş.

Ey istikrar 19 yıldır gelmedin, geldiysen lütfen 3 kere kafamıza vur.

Ali Galip AKYILDIRIM

Bior Tarım Ürünleri

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu