Çanakkale “Tarihe Sığmayan” Ölümsüz Kahramanlarıyla Anılır
“Çanakkale şehitlerini anmaya hazırlanıyoruz.106 yıllık gurur.106. Anma yıldönümü haftasında özel çekiliş. Büyük ikramiye 20 milyon lira..” Mili kumar olan Milli Piyango “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma Haftası’nı 20 milyon büyük ikramiye vererek kutlayacağını bu reklamla kamuoyuna duyurmaya devam ediyor.
Kumarı oynatıp oynatmam devletin bileceği bir iştir. Ama 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma Haftasında bir ulusun yeniden doğuşunun kumar oynatılarak kutlanması tüm milletimizi derinden yaralar… Bu doğru değil. Bu vatan ne toplanan kuponlarla kazanıldı ne de yedi düvelin düzenlediği piyango çekilişiyle..
Hepimiz biliyoruz ki;
Ülkemizin her karış toprağı kutsaldır ama Çanakkale bu ülkenin kutsal toprakları diye tanınır. Hem de öylesine tanınır ki Gelibolu yarımadasına ayak basan herkeste bir irkilme, bir duygu yoğunluğu yaşanır. O topraklarda Anadolu insanı abdestsiz gezmeye utanır. Her gördüğü bir mezara, bir şehitliğe Fatiha okumadan geçmez.
Gözlerini kapatıp duasını yaparken yüzyıl öncesine döner. Mehmetçiğin “Allah Allah” diyen sesini, onlara “ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” diyen kahraman komutanın sesini duyarlar.
İlkbaharda ziyaret etmişlerse “kan çiçeklerini” kan kırmızı olarak görürler.
Camilerden yükselen ezan sesleriyle bir kez daha şehitlerimize ve komutanlarına rahmet okunurken, İstiklal Marşımızın,
“Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” dizeleri de bir dua gibi dudaklarından dökülür.
Minarelerimizi ezansız, vatanımızı sahipsiz, göklerimizi bayraksız, camilerimizi
Kur’an ’sız bırakmayanlar minnetle anılır.
Çanakkale de havayı koklarken Mehmet’in kokusunu, gülleri koklarken cennetin kokusunu, toprağını koklarken vatan kokusunu hisseder ve yaşarsın.
“Çanakkale, kanın gül, gülün kan kırmızı olduğu,
Yetmiş iki buçuk milletin, Mehmetçiğin karşısında uygarlaştığı,
İnsan kanının kutsallaştığı,
Düşmanın Mehmetçiğe çarpıp durduğu,
Denizin özgürlüğe şahit olduğu yerin adıdır!”
Tüm bunlara rağmen bir milletin yeniden doğuşu için yüzbinlerce canımızın kanını akıtarak toprağa karıştığı zaferin 106.yıldönümünün “milli kumarla” anılması utanç vericidir. Acı vericidir.
Minarelerimizi ezansız, vatanımızı sahipsiz, göklerimizi bayraksız, camilerimizi
Kur’an ’sız bırakmayanları minnetle, rahmetle, saygıyla anarken; bugünü kumarla anan milli kumar Milli Piyangoyu kınıyorum.
“Bu taşındır” diyerek Kabe’ yi diksem başına,
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına.
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana..
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.”
….
“Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber…”
Çanakkale Zaferini piyango çekilişiyle ananlar, bari bu şiirde anlatılan duygulara saygılı olun.
Ali Galip AKYILDIRIM