Zihniyet Değişmedikten Sonra Yıl Değişse Ne Olur?
2020 bitmek üzere..
Bitmesine beş gün kala 2020’nin arkasında bıraktığı çirkinliklere baktım.
Yıl geçse de, bitse de, yenisi gelse de bıraktıkları sıfırlanmıyor ki.
Yılın bitmesiyle ne yaşadıklarımızı sıfırlayabiliyoruz, ne de bizlere yaşatılanları..
Biliyorum ki değişen sadece yılın adı olacak.
Ve insanlarını ikinci sınıf yaşamaya mahkûm eden sistem yeni yılda da yine bildiğini okuyacak.
Susturulmuş bir toplumun, her şeye boyun eğmesini gerektiren şartlar nasıl olsa mevcut…”Zamlar da ülkenin ayakta kalması için gereklidir” diyenleri duyduktan sonra memleketin anasını ağlatan zamların, bu yıl da arkasının kesilmeyeceğini bilmek için falcı olmaya gerek yok.
Ve insanımız acımasız vergiler altında, hayatını karartan zamlar altında bir yıl daha ezilmenin coşkusunu (!) 31 Aralık günü kutlayacak. Buna da “yeni bir umutla yeni bir yıla girmek” diyecekler.
Yılbaşında neyi kutladığımızı anlamakta zorlanıyorum.
Dünyanın en zalim vergilerini bizler ödüyoruz.
Dünyanın en pahalı benzinini, mazotunu, elektriğini biz kullanıyoruz.
Dünyanın en pahalı et ve et ürünlerini bizler tüketmeye çalışıyoruz.
Dünyanın e pahalı temel gıda ürünlerini biz tüketmeye çalışıyoruz.
Tüm bunlara karşı dünyanın en ucuz işçiliği bizde.
Ne yaparsan yap, insanımız için insanca yaşamın bütün çıkış kapıları kapalıdır.
Bunlara rağmen istediğimiz yine de çok şey değil.
Şahsen benim yeni yıldan beklentim;
19 yıldır bizleri boş kaşıkla besleyenlerin elini vicdanlarına koyarak halkın neler yaşadıklarını görmeleridir. Vicdanlarının sesini dinlemeleri ve acil önlemler almalarıdır. Yapamıyorlarsa en erken zamanda “erken seçime” gitmelidirler.
Bu gireceğimiz yeni yılda diğer beklentilerime gelince;
Televizyon kanallarının zehir saçmadığı,
Adaletin kimseyi kayırmadığı,
İşçilerin sokaklarda dövülmediği, hak aramanın yolunun kesilmediği, emeklinin sürünmediği, esnafın, vatandaşın icralık olmadığı, üretim araçlarının haczedilmediği, “emek ve ekmek” diyenlere “kuru ekmek yiyin” denilmediği bir yıl olsun istiyorum.
Suçu olmadığını ispat edemediği için, hapishanelerin masum suçlularla dolup taşmadığı.
Düşmanlıkların değil uzlaşmanın ve dostlukların pekiştiği bir yıl görmek istiyorum.
Özellikle iktidara gelmek isteyen siyasi parti liderleri ve kadroları yeni bir yılı beklerken, eski yılın olumsuz ve kötü mirasını sahiplenmesinler. Yeni bir yıl gibi kendilerine yeni bir sayfa açsınlar. Halka umut olsunlar, tutulacak sözler versinler. Halkın içinden hiç çıkmasınlar.
Giden yılın, gelen yıla ne kadar kir bıraktığını hepimiz biliyoruz.
Buna göre düşünüp buna göre çalışalım.
Hadi, şimdi hep birlikte geçmiş yılın penceresinden son defa bakalım.
Geçen yılın bizlere bıraktığı kötü mirası bir daha görelim, ibret alalım.
Hep birlikte el ele umudun yoluna çıkalım.
İnsanların dinine, inancına, mezhebine, rengine bakmadan, dostça yaşamak için, bir birimizi insan sevgisiyle atan kalbimizin en güzel odasında ağırlayalım…
Hayatı yaşanılır kılalım.
Sevda türkülerini susturmayalım. Dostça kardeşçe yaşayalım.
Bunları yaptığımız zaman çözümsüz hiçbir sorunumuzun olmadığını göreceğiz.
Gelecek zamanın kime ne getireceğini hiç birimiz bilemeyiz.
Bu gün güç sahibi olanlar yarın gücünü kaybedebilir.
Kaderimizi siyasetçilerin iki dudağının arasına bırakmayalım.
Her şey, hepimiz zamana yenik düşmek için yaratılmışız. Bunu bilelim. Buna göre düşünelim.
Mucizelere bel bağlamasak ta mucizelere inanalım.
Yine de diyorum ki…
Yeni yıl eskisini aratmasın.
Çünkü insanlık kötüye gidiyor. Yaşam şartları git gide ağırlaşıyor.
İnşallah önce zihniyetimizi değiştirip sonrada yeni yıldan beklentilerimiz gerçekleştiririz.
Şimdiden tüm okurlarımın yeni yılını kutluyor sağlık ve güzellikler diliyorum.
Ali Galip AKYILDIRIM