Yenice’de Öğretmen Olmak
(Bu yazımı 2005 Yılında (15 Yıl Önce) İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün “Öğretmenler Günü” için çıkardığı ve benim de editörlüğünü yaptığım derginin özel sayısı için yazmıştım)
Yenice’de anılarım var, gençliğim var, yaşadığım güzellikler var.
Yenice’de yaşamın duygusal boyutu var, yöresel boyutu var, sevgi boyutu var.
Benim gönlümde Yenice’nin ayrı bir yeri, ayrı bir tadı, ayrı bir rengi var.
Bence Yenice Çanakkale’nin en güzel en sıcak ilçesidir. Bunun içindir ki, herkesi kucaklayan, kimseyi dışlamayan bir yapısı var.
Yeniceliler insanı sever, çabuk sever, yapmacık değildir sevgileri. Yeniceden gidende bir sevgiliyi özler gibi özler Yenice’yi ve yaşadığı güzellikleri.
“Yenice’de öğretmen olmak, yıllarca yıpranmadan öğretmen gibi kalmak nasıl bir duygudur?” diye bana sorulduğunda, sadece şunu söylerim. “Yenice anlatılmaz, Yenice bir nefes gibi yaşanır. Yenice paylaşılır, Yenice paylaşıldıkça büyüyen bir yerdir. Yenice’de öğretmen olmak demek, onlarla aynı nefesi alıp vermek gibi bir şeydir. Yenice’nin yüksek tepelerine çıkıldığında yıldızlarla dertleşilir, bulutlarla oynaşılır. Sevdim Yenice’yi yüreğimden geldiği gibi. Üreterek çalıştım. Kendimden çok şey verdim severek isteyerek. Yenice’de bana o sıcak sevgisini, saygısını verdi. Dile kolay tam yirmi bir yıl olmuş Yeniceyle olan birlikteliğimiz.( 2017 itibarıyla 32 yıl olmuş).Sevginin olmadığı bir yerde değil yirmi bir yıl, yirmi bir saniye bile kalınmaz. Öğretmenlik yürek işidir, bilgeliktir. Öğretmenlik; öğrenmektir, öğretmektir, yaşamı her yönüyle yaşamaktır. Yenice’de bunların hepsini yaşadım.”
Yenice çalışana, üretene hak ettiği değeri verir. Saygı olarak, sevgi olarak, değer olarak. Yenice’li sevgide de saygıda da cömerttir. Havası gibi, suyu gibi, ekmeği gibi, tabiat güzelliği gibi…
Yenice Çanakkale’nin merkeze en uzak ilçesidir. Doğrudur. Uzaktır ama sevgisizliğe uzaktır, riyakârlığa uzaktır, bir takım imkânlara uzaktır. Herkes hazır ortamın olduğu, imkânları geniş olan yerlerde bir şeyler yapar. Ama Yenice’de çalışan işin aslını yapar. Yenice’de eğitim emek ister, vizyon ister, coşku ister, heyecan ister. Bunlar yapıldığında da ortaya taklit edilemeyen bir eser çıkar. Yenice öğretmeninden ekmeğinin unu olsun ister, mayası olsun ister, tuzu olsun ister. Yenice’de öğretmen olmak işte budur.
Yenice’nin doğal güzellikleri gibi insanı da güzeldir. Güvenir herkese, o güven en değerli senettir, en değerli sözleşmedir. Hangi esnafın kapısından içeri girsen sıcak bir karşılama vardır. Paylaşacak bir bardak çayı vardır. Samimiyet kokan, dostluk tadan… Alışverişlerde para sorulmaz, senet yapılmaz, kimlik sorulmaz çünkü sen onların gözünde güvenilir bir öğretmensin.
Güvenir öğretmenine. Onlar sadece iyi bir eğitim ister çocuklar adına, gelecek adına. Çünkü onlar bilirler ki; o masum yüzlü, hayat dolu, sevgi dolu çocuklar birbirine benzer. Onların tek amaçları aydınlığa giden yolda eğitilmektir. Uzak köylerden her sabah koşa koşa okula gelirler. İstek dolu, arzu dolu, şevk dolu… Çakmak çakmakgözleri öğrenmek ister her şeyi. Yenice’li çocuklar bilirler ki kaderleri değildir bilgisizlik, güneşe aydınlığa kavuşmaktır tek dilekleri.
Bu yazıyı yazma nedenim, sevgiyi yüze karşı söylemektir….
Saygılarımla.
NOT: 15 yıl sonra bu yazımı yeniden yayınlamaktan çok büyük keyif aldım. Duygulandım. O güzellikleri bir daha yaşadım.
Sonuç olarak diyorum ki, önemli olan insanların nüfus cüzdanında yazılı olan yer değil, severek kaldığı, oraya değer kattığı ve değer gördüğü yerdir. Ve önemli olan bir başka gözle o yeri değerIendirmektir.
Ali Galip AKYILDIRIM