Şeyh Uçmaz Mürit Uçurur
Aşağıda ki şeyh hikâyelerine baktıkça sormadan edemiyorum.
Gelmiş geçmiş peygamberlere bile verilmeyen birçok olağanüstü güçler günümüzde kerameti kendinden menkul kişilere nasıl verilmiş?
Ve insanlarımız bunların anlattıkları bu hikâyelere nasıl inanıyorlar, nasıl kutsuyorlar?
Geçen gün internette bir sitede Çorum’da Abdullah babanın nasıl şeyh olduğu videosu denk geldi. Şeyh, nasıl şeyh olduğunu anlıyordu.
“Çorum’da divan kuruldu. Tüm peygamberler geldi. Sahabeler bir tarafta, kadın evliyalar bir tarafta. Sonra ‘Nevşehirli Mahmut oğlu’ diye çağırdılar. ‘Kim çağırdı’ dedim. ‘Âlemi Muhammedî Mustafa’ çağırıyor dediler. Hemen koşa koşa geldim. Rasulullah efendimiz hemen ayağa kalktı. Ayağa kalkınca florasans lambası gibi bütün oda da bulunan sahabeler de diğer peygamberlerde hepsi nurlandı. Oturduk önde ki rahleye icazet kâtibi orada ‘evladım bunu mu istiyorsun’ dedi ve yüzüğü ile beraber vurdu. Allah’ın Resulu bana ‘evladım’ dedi beni bir titreme aldı. Bir şekiller oldum. Yerde zerre kayboldum. Kâinatta yok oldum. Yalnız şeklim duruyor ruhum kayıp gibi. ‘Oğlum bunu mu istiyorsun’ dedi. Gerisi geri toplandım içine girdim. Titreme aldı. Allah’ın Resulu ‘oğlum’ dedi ‘evladım işte hilafetin budur. Ümmetimi irşat et’ dedi. O sırada piranlar onsekiz tane mühür bulanlar sahip çıktılar ve hemen bir ayna getirdiler, aynanın sağ tarafında erkekler sol tarafında Nisalar, hatta kadının karnındaki çocuğun Abdullah baba dediğini işittim.”
*****
Malum Uşşaki Cemaati Şeyhi Şağban Fatih Nurettin anlatıyor “Bir gün bir maneviyat, bir uçaktan iniyorum. Millet beni karşılıyor, elimi öpmek istiyor. Ben çekiyorum elimi. Diyorlar ki “Niye çekiyorsun elini, elini öpen cennete girecek. İkisini birden uzatıyorum.30-40 elim olsa Ümmeti Muhammed’e uzatıyorum. İşte var mı diyeceğiniz?”
*****
Sadece bunlar mı? Tabi ki hayır..
Azrail’i dövüp hizmetçisinin ruhunu geri alan şeyh mi ararsınız,
Manisa depremini engelleyip Van’a kaydıran şeyh mi ararsınız,
Azrail’e “sen git ben şimdi gelemem” diyen şeyh mi ararsınız,
ABD’de uzaya fırlatılan uzay mekiğinin vidasını üfürüğüyle açıp düşüren şeyh mi ararsınız..
Kısacası seç seç al..
Seç seç uçur..
Çünkü “Şeyh uçmaz mürit uçurur.”
Yani şeyh olabilmek için; bütün mesele tanığı olmayan doğrulardan (!) söz edip inandıracak kadar size inanacak ve sizi uçuracak saf insanlar bulmak ve onları hikâyenize inandırmaktır.
Hadi kolay gelsin!
Yine sormadan duramayacağım; Bu ülkenin en devasa bütçesine sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığı ne işe yarıyor? Emrinde ki yüzbinlerce din görevlisi ne iş yapıyor?
Ali Galip AKYILDIRIM