19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Mareşal Rütbesi ve Gazi Unvanı’ verilerek her yıl 19 Eylül, Gaziler Günü olarak kutlanan bu günde, vatan için millet için savaşan ve canını vermekten bir an için korkmayan bu ülkenin kahraman evlatları sayesinde varız ve var olacağız.
Ay yıldızlı bayrağımız özgürce semalarımızda dalgalanıyorsa, ezanlarımız minarelerimizden yankılanıyorsa bunu şüphesiz aziz şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz. Kahramanlar, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Kore’de, Kıbrıs’ta ve 15 Temmuz’da ve terörle mücadelenin her anında vatana ve milli birliğimize kast edenlere karşı verdiği bütün mücadelelerde ‘Ölürsek şehit oluruz, kalırsak gazi.’ diyerek şehadeti ve gaza ruhunu her türlü değerin üstünde tutmuştur. Bizler şehitlerimizin ve gazilerimizin üstün cesareti ile vatan edindiğimiz bu toprakların her karışını koruyacak, onlara yaraşır olmak için mücadeleye devam edeceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşları başta olmak üzere, tüm aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, hayatta olan gazilerimize, şehitlerimizin ve gazilerimizin değerli aile fertlerine sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum.
