Fuat SÜMELİYazarlarımız

Kendi Değerlerinden Uzaklaşan İnsan

Hayatın içinde binlerce olumsuz durumlara bakınca gerçekten “insan” olan kaç insan var?

Bunu bilmek belki zor ama şu bir gerçek ki gittikçe insan kalitesi azalıyor. Yani kazanılmış insani değer ve ilkeler buharlaşıyor.

Sürekli haz için yaşayan ve nefes alıp veren bedenleri dışında gerçekten ruhu olan çok az insan var!

Son dönemde artık net görünüyor ki çoğu insan sadece dolgu ve beden, hisleri ve ruhları kaybolmuş. Adeta boşta kalan deneyimleri tamamlamak adına simüle edilmiş boş bedenler şeklinde hayatın damarında nefes alıp veriyorlar. Bu realite onları duygusuz ve düşüncesiz ettiklerinin farkında değiller. Oysa kişinin yaşam yolculuğundaki gayesi bu değildir, bu olmamalıdır.

İnsan olmak, sadece biyolojik bir varlık olmanın ötesinde bir anlam taşıması gerekir. Yani insan sadece biyolojinin konusu olmamalı sosyolojinin de konusu olmalıdır! Aynı zaman ruhu olan, duyguları ve vicdanı olan insan, bu dünyanın gerçek değerini üzerinde taşıması gerekir. Bu yüzden ahlaki değerlerin dışında yalnız haz peşinde koşmak yerine, hayatı anlamlandıran ve ruhunu besleyen şeylerin peşinde koşmak daha rasyoneldir. Bu bilinç insanı gerçek insana dönüştürür.

Günümüzde kendi değer ve ilkeleri etrafında yaşayan insan çok az görünüyor. Menfaat ve çıkarı için değerlerinden vazgeçemeyecek insan neredeyse yok deneyecek kadar az. Adeta gerçeklerden uzaklaşmış. Hakikatin bütün perdelerini yerle yeksan edilmeye çalışılıyor.  

Bir insanlık topluluğu bu kadar değerlerinden uzaklaşmaması gerekir. Hakikatin bu kadar belirgin olduğu, bilgi ve bilimin bu kadar ilerlediği bir yüzyılda, insanlık kalitesi daha fazla yükselmesi gerekirken maalesef daha düşüyor. İnsanlık adına utanılması gereken bir durum.  Ne yazık ki utanmada artık herhangi bir öneme sahip değil. Oysa utanç, insanın başına gelmiş harika bir mucizeydi. Bugün bu hissiyattan uzaklaşan tüm bireyler maalesef ayarı bozuk varlıklar olarak hayatta yerine devam ediyor. Artık hiçbir değeri ve ilkeyi önemli görmüyorlar. Kişisel çıkar ve menfaat neyi gerektiriyorsa o şekilde pozisyon alıyorlar. Aslında bu durumu İncil’de geçen şu ayette net bir şekilde ortaya konuluyor:

İncil (Matta 13/13): ”Gördükleri halde görmezler, duydukları halde duymaz ve anlamazlar.”

Aynı şekilde Kur’an’da geçen şu ayette de bir daha bu gerçeği dile getiriliyor:

Kur’an (A’râf Suresi 179. Ayet): “Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.”

Demek ki ayetlerin gör demek istediği gerçekler var. Hakikatin penceresine uzak olan mutlaka insani vasıflarından uzak olacaktır.

Bugün hayatın ilkelerine daha çok seküler bir durum hâkim.  Bu hegemonya aslında moderniteyle beraber ahlaki değer ve ilkeleri deforme etti. Özellikle modernitenin yol açtığı küresel değişimler, evrenin ve insanın bu hayat ve dünya ile olan ilişkisinin bilim, bilimsel gelişmeler üzerinden açıklanmaya çalışması ve metafizik hayatın kurmuş olduğu anlamı değersizleştirmeye gidildi. Bununla beraber dini inanç ve geleneklerin tamamen ortadan kalkacağına dair tezler savunulmaya başlandı. Böylece artık materyalist bir anlayışın dini ve ahlaki anlayıştan daha önemli bir güç olacağı kanısına olan inancı pekiştirmiş oldu.  Ahlaka ve dine olan kayıtsızlık zamanla dinin toplumsal hayat alandan tamamen tasfiye edileceği veya önemini yetireceğine olan inancını beslerken aynı zamanda seküler anlayış ve rasyonel dünya görüşü de güçlenip toplumsal alanda daha yaygınlık kazanmasını sağlamaya çalışıldı.

İşte bu oluşan yeni görüntü bugün bizlere insanın sadece biyolojik bir varlık olarak ihtiyaçlar hiyerarşisinde fizyolojik ihtiyaçların elde etme savaşından başka bir üst basamağa maalesef götüremiyor. Onun içindir ki bu duruma isyan eden vicdanlar sürekli insanın kötü tarafından şikâyet edip durur haklı olarak.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Başa dön tuşu