Her Türk Vatandaşının Yüreğinde Bir Atatürk Vardır!
Ne kadar Atatürk ve cumhuriyet düşmanı varsa hepsi söz birliği etmişçesine ulusal günlerimizde ve Atatürk’ü anma gününde içlerindeki yılan zehrini kusmaya başlıyorlar.
Bu 10 Kasım’da da yine ne idüğü belli olmayan bazı yayın organları, bazı kuyruk acısı olan sözde yazarlar, ya da bu vatanın ekmeğini yiyip suyunu içen ama ihanet içinde olan bazı sözde insanlar her zaman olduğu gibi Türk’ün Büyük Ata’sına garip sesler çıkararak saldırmaktadırlar.
Biliyorum ki bunların açıklayamadıkları bir kuyruk acısı var.
Bunlarda bu acı 1915 yılında Çanakkale Zaferiyle başlar.
1918 yılında o büyük kahramanın İstanbul’un işgaline karşı “Geldikleri gibi giderler” demesiyle zehirleri kanlarına karışır.
1919 yılında o büyük kahramanın Samsun’a çıkmasıyla denizde boğulacak gibi olurlar.
1920 yılının 23 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla halkın kendisini mecliste görmesiyle yıkılırlar.
1922 yılının 30 Ağustos’unda “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” emriyle kahrolurlar. Bu gün bile hala “ Kurtuluş savaşını keşke Yunan kazansaydı” deme cüretini bile göstermektedirler.
Ve 1923’ün 29 Ekiminde Cumhuriyetin ilan edilmesi, saltanatın sona ermesi, kula kulluğun son bulmasıyla kuyruk acıları o gün bu gündür devam etmektedir.
Atatürk devrimleri de bunların yaralarına tuz biber ekerek daha da acılarını artırmıştır.
Şimdi iflah olmaz Atatürk düşmanlarına soruyorum?
Mustafa Kemal Atatürk size ne yaptı?
Bebek mi katletti, başka ülkeleri veya atalarınızın yaşadığı ülkeleri işgal mi etti, vatanı kurtarmak için savaş kurallarının dışına mı çıktı, camileri mi kapattı, dini mi yasakladı, hangi değerimizi yok saydı, ülke kaynaklarını har vurup harman mı yaptı, kendi zevki için özel bir şey mi istedi?
57 yıllık ömrünün sağlıklı geçen bölümünü savaş meydanlarında geçirmiş, işgal altında ki vatan parçasını milleti ile beraber kurtarmış, liderlik yapmış, geri kalan kısmı ile bu gün üzerinde özgürce yaşadığımız vatanın gelişmesi için gece gündüz çalışmış, demokrasi kültürünü yerleştirmeye çalışmış bir insandan ne istiyorsunuz?
Büyük bir devlet adamının geleceğe yön veren ön görüleri karşısında verecek cevabınız olmadığından bu insanı” dinsizlikle” suçlamaya “din düşmanı” diye iftira atmaya başlıyorsunuz. Bu ülkede “çan” sesleri duyulmasın diye ölümüne savaşan bir kahramanı “dini” kullanarak vurmaya çalışıyorsunuz. Hem de, hiç utanmadan camilerde okunan ezanı yok sayarak.
Ailesine dil uzatıyorsunuz, özel yaşamına dil uzatıyorsunuz, dönüp kendinize bakmadan.
Saygı duyanlarını, sevenlerini Atatürk’e “tapmakla” aşağıladınız. Heykellerine “put” dediniz.
Kendinizi “zemzemle” yıkanmış kadar dindar gördüğünüz halde ebediyete göçmüş ve kendisini, ailesini, hizmetlerini savunacak veya anlatacak durumda olmayan birisine çamur atmaktan utanmıyorsunuz.
Unutmayın ki Mustafa Kemal Atatürk bu hayatı sevaplarıyla, yaptıklarıyla yapamadıklarıyla 57 yıl yaşadı ve aramızdan her fani gibi ayrıldı. Bundan sonrası da Yaradan ile kulu arasında ki meseledir. Her faninin yaşayacağı gibi. Siz hala “din” üzerinden provokatörlük yapıp halkın gözünde o kahramanı yıpratmaya çalışıyorsunuz.
Atatürk’ü sevenlere “Kemalist” diyerek yakıştırmalarda bulundunuz. İnsanın sevdikleri ile anılmasını unutmuş olarak.
Unutulmasın ki insanoğlu vefalıdır, iyilik gördüğü, minnet duyduğu herkesi saygı ile anar. Saygı ile anılan insanı saygı duyduğu insanın kalıbına sokmanın dinimizle bağdaşmadığını bilmiyor zavallı okumuş cahillerimiz.
Bakın ben sizin düşüncelerinize saygı duyuyorum(!)
Atatürk’ü vatanı kurtardığı için,
İnsanlık onurunu milletine yaşattığı için,
İnsanlarımız yönetenlerin kulu olmaktan çıkarıp sözü dinlenen bir birey olma hakkı verdiği için,
Camilerimizde ezanlarımızın okunmasını sağladığı için,
Bayrağımızın yurdumuzun her yerinde gururla dalgalandırdığı için,
Demokrasi kültürünü ülkemize yerleştirmeye çalıştığı için,
Türk ırkının Türk olarak anılmasını sağladığı için, ”Ne mutlu Türk’üm” dediği için, ilke ve devrimleri ile yaşanılabilir bir Türkiye kurduğu için,
Her gelişmede milletine rol model olduğu için, bu vatan için sözde değil özde çalıştığı için,
Çanakkale’yi “geçilmez” yaptığı için, ülkemizin düşman çizmesi altında ezilmemesi için,
Kadınlarımızın düşman askerleri tarafından kirletilmemeleri için sevmeyebilirsiniz!
Ama hakaret edemezsiniz.
Çünkü bu halk onunla insan olmanın onurunu yakaladı.
Bundan dolayı da Ata’sını çok seviyor.
Sen sevmek zorunda değilsin. Ama saygı duymak zorundasın!
Son olarak tekrar ediyorum, Atatürk’ü sevmenizi beklemiyorum. Sevenleri ona yeter. Arkasından rahmet okuyanları ona yeter. Lütfen bu insanların sevgisine saygısına, düşüncelerine saygı duyun. Ve bu kahramana ve sevenlerine saldırmayın.
Biliyoruz ki, Atatürk’e düşman olanlar özellikle bu ülkenin varlığına, dirliğine, geleceğine ve milletine düşman olanlardır.
Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında sömürgeci ve işgalci devletlere karşı ülkesinin ve milletinin bağımsızlığı için mücadele etmiş birine karşı olmak köleliği kabullenen hastalıklı zihniyetlerden başkası değillerdir.
Ey cahil gafiller! Boşuna saldırıyorsunuz çünkü her Türk vatandaşının yüreğinde bir Atatürk vardır
Ali Galip AKYILDIRIM