Değişim
Süreklilik isteyen ve yaşam felsefemiz olması gereken bir konudur DEĞİŞİM. Aynı zamanda GELİŞİMDİR DEĞİŞİM. Çünkü evrilmek doğanın zorunlu kuralı. Canlı olmanın yaşamanın ana teması bu. Aslında kişi buna mecburdur diyebiliriz.
Davranış değişikliği sağlamak elbette kolay bir süreç değildir. Çünkü değişim kararlılık ve dayanıklılık gerektirir. Bu nedenle değişimler birkaç günde veya birkaç haftada gerçekleşmez. Değişmek inanç gerektirir. Küçük değişiklikler ancak zamanla fark edilir duruma gelir.
Süreklilik ister değişim. Hayatın sürecidir. Bebek misali emekleyerek başlarsınız, koşmayla tamamlarsınız. Koşma biter bu sefer engelli koşular başlar. Yani bunun limit olarak sonu yoktur, isteyene hayat boyu devam eder. Kişinin ne istediğine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Neyi hedeflediğinizle alakalıdır.
Değişim canlılık ve iç disiplin gerektirir. Geri adım atmak ve alışılmışı tekrarlamak ve konfor alanında kalmak daha kolaydır. Değişim tatmini ertelemeyi gerektirir. Zaman zaman geriye dönüşler değişim sürecinin bir parçasıdır. Umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Uzaktan bakanları sevmiyor DEĞİŞİM.
İşleyecek nakış nakış, emek verecek, düzenli sulayacak, gerekirse zorlanacak, ellerine topladığı dikenler batacak ama sonunda bu benim hayatım diyecek.Ezberler bozulmadan, bildiklerimizi yıkmadan, kırılmadan dökülmeden bir yenilik olamaz. RUHUN DEVRİMİ’dir değişim.Değişim birdenbire olan mucizevi bir durum değildir.
Değişim teslimiyetle başlar, zorla yapılan çabayla olmaz. Çabalamak, elinde olmayan bir şeyi istemek gibidir. Elimde olmayan bir şeyi nasıl dönüştürebilirim ki? O yüzden, önce var olan durumla başlamak gerek. Yani yolunda gitmeyen şeyi tanımak..Değişim için bir başkasından yardım alamam demek ise değişimin ilk düşmanıdır.Değişim, güvenli alanı terk etmektir.
Hayatta hepimizin güvenli ve güvensiz alanları vardır. Güvenli alandan kastım, kendisini güvende ve tehdit içermeyen bir yerde hissetmesi değil, aksine, kendisine iyi gelmese dahi ‘tanıdık’ yerde olmasıdır. Bilmediğimiz, alışık olmadığımız her şey de güvensiz alanımızın içindedir.Örneğin: Bir kişinin güvenli alanı, birine kızdığında küsmesi olabilir. Biri ile arasında sorun çıktığında hep aynı yolu seçer, küsmek..
Güvensiz alanı ise, hep böyle yaptığının farkına varıp o durumla farklı şekillerde başa çıkmaya çalışmasıdır. Karşısındaki kişiyle konuşmak gibi. Ve çoğu zaman kişi bu farklı alanı oldukça korkutucu bulur.Güvenli alanımdan vazgeçip bilmediğim yere geçme cesaretini gösterebildiğimde ve eskiden kullandığım yöntemlerin işlevsel olmadığını fark ettiğimde değişimime katkıda bulunabilirim.
Hiçbir aksaklık kendi kendine düzelmez, yolunda gitmeyen hiçbir iş kendi kendine yoluna girmez. Değişmek kişinin başkaları üzerinde yarattığı etkiyi anlamasıyla başlar. Bu sancılı bir süreçtir. Yavaş yavaş gelişir. Düzelme başladıktan sonra bile değişiklik hemen fark edilmeyebilir. Bu nedenle bu sürecin profesyonel bir koçla yönetimi kişinin bu süreci motivasyonla ve farkındalıkla gerçekleşmesine katkıda bulunur.
Bir insan, ancak istiyorsa değişebilir. Önce kendisinin şuandaki halini tanımlaması, neyin yanlış gittiğinin bilincine varması ve neyi değiştirmek istediğinin farkına varması gerekir. Bazen bunları bilsek de yapamayız, neden? Gerçekten neye ihtiyacımız olduğunun farkında olamadığımızdan.
Doğanın akışı dönüşebilmek üzerine. Mevsimler değişir, dünya döner.. Hiçbir şey kaldığı gibi gitmez. Hayat hep akıştadır.Birdenbire ortaya çıkan bir fırtına ile savrulmak mı, yoksa meltemin o tatlı esintisinde soluklanıp hayattan keyif almak mı? Değişim sürecinden keyif alabilmek ve yeni yıl dileklerimizde kendi sorumluluklarımızın da farkında varabilmek dileklerimle..
AYFER ÖZDEMİR
Uluslararası Nlp ve Profesyonel Yaşam Koçu
Bilinçaltı ve Kişisel Gelişim Uzmanı
Astroloji Danışmanı