Yazarlarımız

Çok Şey Mi İstiyorum?

Bu ülkede önce yüreklerde merhameti sonra da adaletin terazisini kaybettik.

Bunlar kaybolunca “iyi insanlar da beyaz atlarına binip uzaklara gittiler.”

Garip bir ülkeyiz artık.

Haklının haksız olduğu, yetim hakkı yiyenlerin saygı gördüğü günlerdeyiz.

“Kul hakkı yemenin” yasal olduğu zamanlardayız.

Ne kadar uğraşırsak uğraşalım, siyasetin gücüne güvenip her türlü haksızlığı ve terbiyesizliği yapanları terbiye edecek gücümüz kalmadı.

İşimizin görülmesi için uygun şifre,”bizden misin?”

“Evet” dersen kapılar açılır. Yoksa ağzınla kuş tutsan kimseye yaranamazsın.

Süründürülürsün. Ezilirsin!

Kendisi gibi düşünmeyenlere “Kerbela”daki zulüm yapılıyor.

Garip bir ülkeyiz artık.

Hak aramadığın sürece, hiçbir yılan seni sokmaz.

Ama birde “neden, niçin” diye sor, bak neler yaşayacaksın.

Öyle günler yaşıyoruz ki, sessiz kaldığımız sürece,”görmedim, duymadım, bilmiyorum” dediğimiz sürece kafeste ki bir kuş kadar güvende oluruz.

Oysaki “özgürlük” denen bir şey var.

Kafesteki kuşlar bunu bilmezler.

Çünkü bedel ödemenin ne demek olduğunu yaşamamışlar.

Kafesteki kuşun bir tek amacı vardır, sahibine şaklabanlık yapıp, bunun karşılığında da ölünceye kadar yemlenmektir. Yem beklemektir.

Emeğin bir karşılığının bulunmadığı, ”emek” diyenlerin süründürüldüğü bir sistemden bahsediyorum.

“Hani benim hakkım?” diyenlerin, mağduriyetlerden mağduriyet beğenecekleri günlerden bahsediyorum.

İnsanlarda karakterlerde değişti, vicdanları da.

“Onlar da insandı” söyleminin bile değer bulmadığı bir ülkede yaşıyoruz artık.

Kimse değer biçmiyor, emek ve dürüstlük gibi şeylere.

Herkes kendine Müslüman!

Nereden bilelim, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmanın, aslında palavra olduğunu.

Dürüstlüğün miadının dolduğunu.

Nereden bilelim, insan insanın yurdu değil, kurdu olduğunu.

Bir vatandaş olarak isterdim ki, insanlara hak ettikleri hakları ayrım gözetilmeden verilsin.

İsterdim ki, herhangi bir atamada insanların siyasi görüşüne göre değil de liyakatine ve hak edişlerine bakılsın. Kul hakkı yenilmesin.

Yardıma muhtaç bir insanın siyasi görüşüne değil insani yanına bakılsın.

Unutmamak lazım ki, karşı fikirde olan namuslu bir insan, yanınızda duran ahlaksızlardan bin kere daha değerlidir.

Çünkü hak ve hukukun, kul hakkının siyaseti olmaz!

Bir yazarımızın dediği gibi.. 

“Emeğin karşısında eğilenlerin bol olduğu…

Namuslu insanların korunduğu

“Ekmek” diyenlerin suçlu sayılmadığı,

“Para” diyenlerin el üstünde taşınmadığı.

Adaletten zerre kadar kuşku duyulmadığı bir Türkiye istiyorum.

Çok şey mi istiyorum?”

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Başa dön tuşu