Yaşanmış Destan Mı Görmek İstiyorsun? Çanakkale’ye Bak!

Siz hiç Çanakkale’ ye gidip te şehitlikleri gezdiniz mi?
Denizin özgürlüğe şahit olduğunu hissettiren dalgaların sesini dinlediniz mi?
Denizin mavisinin kızıl bir renge nasıl dönüştüğünü düşündünüz mü?
Sayısını bile tam olarak bilmediğimiz şehitlikleri gezdiniz mi?
Toprağı kokladınız mı, konuştunuz mu sessizce, gördüğünüz her şehit mezarı ile?
Gözlerinizi kapayıp şehitlerimizi düşündünüz mü?
Ya da günün herhangi sessiz bir saatinde veya gecenin bir yarısında karanlığın içinden gelen vatanı uğruna hayatını veren insanların sesini duyar gibi oldunuz mu?
Ben her gidişimde duyarım.
İnsanın içinde öyle derin fırtınalar kopuyor ki; gözyaşlarınızı kontrol edemediğinizi görürsünüz.
Tutamazsınız kendinizi ağlarsınız hıçkırıkla…
Biliyorsunuz ki şu anda adım attığınız o toprak parçasında Mehmetçiğin kanı var. Toprağa basmak istemiyorsunuz. Üzerine bombalar, yağmur gibi kurşunlar yağan Mehmetçikleri düşünürsünüz, irkilirsiniz, yüreğinizin titrediğini hissedersiniz.
Bir metre kare toprağına altı bin merminin düştüğü,
Kanın gül, gülün kan kırmızı olduğu,
Uygar (!) diye bilinen dünyanın, Mehmetçiğin karşısında uygarlaştığı,
İnsan kanının kutsallaştığı,
Düşmanın Mehmetçiğe çarpıp durduğu,
Denizin özgürlüğe şahit olduğu yerin adıdır Çanakkale.
Bir milletin varlık veya yokluk mücadelesi için verdiği en anlamlı savaşın adıdır Çanakkale.
Çanakkale, Mehmetçiğin mertliğinin, yiğitliğinin, insanlığının abideleştiği yerdir.
Çanakkale, düşmanını öldürmek değil yaşatmak isteyen Mehmetlerin mekânıdır.
Çanakkale de hiçbir Mehmetçik düşmanının boğazını keserek hunharca öldürmedi.
Çanakkale de göğüs göğse çarpışarak öldürdüğü düşmanının başında ağlayan Mehmetlerin heykelinin dikildiği yerin adıdır.
“Oğlum babanı Dimeteko’da
Dayını Şipka’da,
Ağabeyini Çanakkale’de kaybettik.
Sen benim son yongamsın,
Sen de dönmezsen ben Allah’a emanet.
Sen de git,
Minareler ezansız, vatan sahipsiz
Camiler Kur’an’sız kalacaksa,
Sen de git. Diyen, yüreği yanık anaların “Sen de git evladım” diye adres gösterdiği yerin adıdır Çanakkale.
Burası Çanakkale, burada; küllerimizden yeniden nasıl doğduğumuzu görüyoruz. Burada kazanılan zaferde Mustafa Kemal’in askeri dehasını, canı pahasına zaferin nasıl kazanıldığını görüyoruz. Burada kazanılan zaferde, vatan uğruna ölmenin emredildiğini ve bunun seve seve yapıldığını görüyoruz. Burada kazanılan zaferde cumhuriyetimizin ve bağımsızlığımızın önsözünün nasıl yazıldığını görüyoruz.
Burası Çanakkale; burası “vatan kalbinin attığı yerdir”, vatan kokan toprağına adım atarken, burada “bir devrin battığını” hemen düşünürsün. Havayı koklarsın Mehmet’in kokusunu duyarsın. Güllerini koklarsın cenneti hatırlarsın, toprağı koklarsın vatan işte bu dersin.
Burası Çanakkale.
“Anam yakmış kınayı adak diye,
Bende vatan için kurban doğmuşum.
Anamdan Allah’a son bir hediye.
Kumandanım ben İsmail doğmuşum.” diyenlerin ebedileştiği yerdir Çanakkale.
Biliyoruz ki;
Kanın gül, gülün kan kırmızı olduğu,
Yetmiş iki buçuk milletin, Mehmetçiğin karşısında uygarlaştığı,
İnsan kanının kutsallaştığı,
Düşmanın Mehmetçiğe çarpıp durduğu,
Denizin özgürlüğe şahit olduğu yerin adıdır Çanakkale.
Çünkü Çanakkale aslımızdır ve biz aslımızı asla unutmayacağız!
Yaşanmış destan mı görmek istiyorsun gözünü aç, Çanakkale’ye bak!
Tarihe sığmayacak kadar büyük olan Mehmetçiklerimizi ve Anafartalar Kahramanı, Cumhuriyetimizin Kurucusu, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını her zaman olduğu gibi bugün de saygıyla, rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Ali Galip AKYILDIRIM