Kararsız Kardeşime;
Karar vermekte güçlük çeken, kolayca karar veremeyen ya da ikide bir karar değiştirenlere kararsız insan denildiğini hepimiz biliyoruz. Ama ülke bu durumdayken hala “ben kararsızım” deme hakkın yoktur diye düşünüyorum. “Neden mi” diyeceksin.
O zaman anlatıyorum. Lütfen yazdıklarımı sonuna kadar oku, sonrasında karar verip vermeyeceğine yine sen karar vereceksin.
Sevgili kararsız kardeşim şunu bil ki; her seçmenin bir oyu ülkenin kaderini etkileyecek güce sahiptir. Elinde ki gücü kararsızlığınla karartmaya hakkın yoktur.
Kararlı olursan kendi kaderini ve ülkenin kaderini değiştirebilirsin.
Karasız olmaman için sana tavsiyem önce seni yönetenlerde ki kararlığı görmendir.
Lütfen kafanı kaldır ve bir bak!
Seni yönetenler kararlı bir şekilde 3-4 ayrı yerden maaş alırken,
Seni yönetenler kararlı bir şekilde asgari ücreti açlık sınırında tutarken,
Seni yönetenler kararlı bir şekilde memura ve emekliye yüzde 7-8 zam yaparken,
Seni yönetenler kararlı bir şekilde kendi maaşlarına yüzde 20-25 zam yaparken
İhaleler kararlı bir şekilde hep aynı müteahhitlere verilirken,
Senin çocuğun iş beklerken eş, dost ve kendi ailelerinin yakınları kararlı bir şekilde istihdam edilirken,
Kararlı bir şekilde halkın sorunlarına kulaklar tıkanırken,
Seni yönetenler zenginliklerine kararlı bir şekilde zenginlikler katarken,
Sen nasıl kararsız kalabiliyorsun?
Sevgili kararsız kardeşim;
Bu ülkenin vatandaşı ağlayarak “ben açım, ailem aç, Suriyeliye değil bize sahip çıkın diyorsa” .
Bir baba “Evde bebeğim aç, onun için mama çaldım” diyorsa,
Ülkemin insanları askıda ekmeğe muhtaç ediliyorsa,
İnsanlarımız çöplükten besleniyorsa,
İşsizlik ve yoksulluktan dolayı bir yıl içerisinde onlarca vatandaşımız intihar etmişse veya intihar girişiminde bulunmuşsa,,
Halkın yüzde 80’i açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyorsa,
Binlerce SMA hastası çocuğumuza devlet elini uzatmıyorsa,
Dünyanın en ağır vergilerini bizim insanımız veriyorsa,
En acımasız zam yağmuru altında insanlarımız eziliyorsa,
Market fiyatlarına insanlarımız yetişemiyorsa,
Evlerde tencereler kaynamıyorsa,
Tencerede et yerine dert kaynıyorsa sen nasıl kararsız olabiliyorsun?
Sevgili kararsız kardeşim;
Devletine vergi veren sen, ben, hepimiz,
Askerlik yapan biz,
Yasalara uyan biz,
Borç batağında çırpındıkça batan biz,
Savaşlarda ölen biz,
Bu ülkenin geleceği gençleri yoksullukla büyütüp vatana hediye eden biz,
En az ücretle çalışan biz,
Çile çeken biz,
Destek gören hep başkalarıysa sen nasıl kararsız kalabiliyorsun?
Sevgili kararsız kardeşim;
Bu ülkede herkes gırtlağına kadar borç batağındayken,
Esnafımız iflaslar sonucunda kepenk kapatırken,
İşsizlik çığ gibi gençlerin üstüne düşmüşken,
İktidarın vekili “Vatandaş kuru ekmek yiyorsa karınları toktur” diyorsa,
Yıllardır hepimizi boş kaşıkla besliyorlarsa,
Pandemi döneminde başka ülkelere yüz milyonlarca dolar bağış yapıp bizlere bir şey vermiyorlarsa,
Çarşıda, pazarda fiyatlar el yakıyorsa sen nasıl kararsız kalabiliyorsun?
Sevgili kararsız kardeşim; Türkiye’nin geleceği senin elindedir. Senin oranın yüzde 15’le yüzde 25 arasında değişmektedir. Senin karar vermen, sandığa gitmen ülkenin kaderini yeni baştan yazacaktır. Siz istediğiniz partiyi iktidara taşıyacak güce sahipsiniz. Gücünüzün farkında olarak karar verin.
Kararsızlığınızı yenmeniz için özellikle sizleri kutuplaştırmaya çalışan siyasi liderlerden ve partilerinden uzak durun. Bu ülke ne çektiyse halkın kutuplaştırılmasından çekmiştir. Kutuplaşan halk hep boş kaşıkla beslenmiş ve açlığa mahkûm edilmiştir.
Basında yer alan anketlere göre, yapılacak bir erken seçimde kararsızların sayısı yüzde 15 ile 25 arasında değişiyormuş. Bu oran oy kullanacak seçmen sayısı içinde çok büyük bir yer teşkil etmektedir. Bundan dolayı “Kararsız” seçmenlerimiz ülkenin içinde bulunduğu durumu tekrar gözden geçirmeli ve kararsızlıklarına bir son vermelidirler.
Sizlerin kararlı bir şekilde sandığa gideceğinize ve ülkemizin geleceğini belirleyeceğinizden şüphem yoktur. Kolay gelsin!
Ali Galip Akyıldırım
