Reyhan Tarlasına
Her sabah doğarken güneş yeniden-yeni bir güne,
Ve her sabah yeniden renklenirken hayat.
Eski bir fotoğraftaki siyah beyazsa yaşam,
Ve nevbaharda sonuna kadar yüksekse sesler.
Saçlarına aklar düşmediyse henüz,
Ve hiçbir zaman taşların üstüne çıkıp haykırmamışsan avazın çıktığı kadar.
Ya da çocukluk dönemi oyun arası atıştırmalığında;
Kesilen kalın köy ekmeği üzerine bolca sürülen yoğurttan yememişsen,
Çamurda top oynayıp üstün başın kir içinde kalmadıysa,
Mendil kapmaca, kutu kutu pense oynamamışsan,
Halat çekme, uzuneşek oynamamışsan,
Misket, topaç çevirme, çelik çomak oynamamışsan,
İp atlama ve körebe oynamamışsan,
Ata ve eşeğe binmemişsen,
Ve en sağanak yağmurlarda ıslanmadıysan,
Ya da rüzgârdan şemsiyen uçmadıysa,
Ya da en mutsuz gününde hıçkırarak ağladığında senin yanında kimsen yoksa
Ya da düşerken elinden kimse tutmadıysa,
Veya camlar buğulandığında adını yazacak birini bulamamışsan,
Efkârlandığında sigaranın dumanında dolaşan bir hayalin olmadıysa,
Hayata inadına gülerek ve gözlerinden mutlulukla akan gözyaşlarını biriktirmediysen,
Ve çocukluğunda bir kahraman olmadıysan,
Ya da çok sevdiğin bir oyuncağın,
Ve hiçbir zaman unutamadığın bir hatıran…
Bisiklete binmemişsen,
Ya da uçurtmanın ipini sıkıca sarılıp alabildiğince koşmadıysan,
Martılara sahilde simit atmadıysan,
Gök kuşağının renklerine heyecanlanmadıysan,
Çocuğunun ilk sözcüğün de gözün gülmediyse,
Yatakta gece karanlığında rüzgârın sesiyle ürkümeydiysen,
Ya da gözlerin bağlıyken korkudan ağlamadıysan,
İlk kavganın galibiyetin gururuyla böbürlenmediysen,
Hiç âşık olmamışsan,
Bayramlarda hiç şeker toplamadıysan,
Ya da geç kalacağım endişesini hiç yaşamadıysan,
Veya insanlara ikinci bir şans vermediysen,
Ailece toplandığında ocakta bir çay konulmuyorsa,
Ya da yükseklerde çılgınca koşan bir kuş,
Ya da bir reyhan tarlasına kalbini bırakmadıysan,
Veya ömrünün son demine kadar gözlerinin içine hala ilk günkü gibi sevgiyle bakacak bir eş,
O zaman gerçekten yaşadığın hayatı çok eksik yaşamasındır.