Lütfi ÖZGÜNAYDINYazarlarımız

Kültürel Yönleriyle Biga Ve Kemaliye; Dostlarım Okusun…

Yerel basında yazı yazmayı çok seviyorum. Dün baktım Gurbet Gazetesi ile o kadar çok ödül almışım ki… Makale dalında, röportaj dalında… Cumhuriyet’in Gezi dergisinde de mahalli yöreleri yazıyordum. Gezi dergisi yönetmeni Abdulkadir Yücelman’a bir rahmet göndereyim. Yazları Bigadayım… Biga’yı anlatıyorum. Kentlerin ruhu vardır. Biga’nın da bir ruhu var. Kültürel konulara değinenler bu yönle ilgilenirler. Bir tarım yöresi. Biraz önce sosyal medya da yazdım. Domatesleri çok ünlüydü. Pazarlarda Gerlengeç domatesi diye bağırırlardı. Tarımda üretim yapan gençler kentlere gittiler. Köylerde bizim Kemaliye’de olduğu gibi yaşlılar var. Bu yörenin ileri gelenleri bu konuya eğilmeli, köylerde üretimi gençler arasında yoğunlaştırmalıdır. Kooperatifler kurulmuş mu Biga köylerinde bilmiyorum. Köylere destek var mı, tarımsal ve ekonomik yönden? Ekonomik sorunların ötesinde Biga’nın kültürel durumunu irdelemek gerek. Kentlerin ruhu vardır. Bu ruh yaşam biçiminde, geleneklerinde, sanatlarında kendini gösterir. Folklor genel anlamıyla ele alınmış mıdır? Türkülerini bir hanımefendi derlemiş öğretmiş ben Biga çiftetellisinin müziğini bulmuşumdur. Acaba manileri derlendi mi, halk hikayaleri, halk oyunları ele alınmış mıdır? Karasteriristirtik halk oyunları var mıdır? Ağıtlar deyişler var mıdır? Yaşar ağabeyle konuşurken bana Çukurova’da halk ağıtlarını derlemek için uzun süre Çukurova’da dolaştığını anlatmıştı. Büyük ozanların türkülerini söylerdi bana. Zaten mezara konulurken Zülfü Livaneli İnce Memed türküsünü söylemişti. Muzaffer Sarısözen yıllar önce Biga türkülerini derlemiş.

Derleme Ayrı Bir Konu

Bir yörenin türkülerini, manilerini derlemek ayrı bir titizlik, çalışma istiyor. Bu konuda kültürel değerlere tutkun olmak gerekiyor. Biga’da manileri derlemeye çalışın neler neler bulursunuz. Biga’nın geçmişinde mitolojik önemi olan olaylar var. Geçmişte insanların yaşamları, savaşlarının izleri halen duruyor. Tarihi iki büyük kentin yeniden ele alınıp anlatılması gerekmekte. Kazıların sonuçları yazılmalı. Bir yörenin kendine has edebiyatı olmalı. Ben bu günlerde Kuyucaklı Yusuf’u okuyorum. Sabahattin Ali bu romanıyla nasıl Edremit ve çevresini anlatır. Köylerini, yaşam biçimini bu romanlardan, öykülerden öğrenebilirsiniz. Ben önümüzdeki zaman diliminde Edremit’e gideceğim. O’nun yaşadığı mekanlarda fotoğraf çekeceğim. Fotoğrafçı dostum babasının onu nasıl okumaya yönelttiğini anlatmıştı. Hatta bir sokak lambasının altında mekanı göstererek Sabahattin Ali’nin kitaplar okuduğunu anlatmıştı. Edremit ve Burhaniye Kitap Fuarları yapıyor. Biga’nın da  kitap fuarı yaptığını anlatmışlardı. Derinliğini bilmiyorum. Ülkenin önemli yazarları davet ediliyorsa toplumsal gelişmeye katkısı büyük olur. Ancak objektif olmalı edebiyat alanında tarafgir davranmamalı. Burhaniye ve Edremit kitap fuarları ülke çapında bilinen fuarlar oldu…

Yörelerin Edebiyatı Olmalı…

Bu hiç güç değil. Azimli olunursa bu sağlanabilir. Ben yazmaya başlarken bir Eğin edebiyatı olması için çaba verdim. Benden önce bizim yörede, Enver Gökçe, Ahmet Kutsi Tecer gibi önemli şairler vardır. Ben yazmaya başlayınca bu yörenin bir edebiyatı olmalı düşüncesine saplandım. Enver Gökçe bu günlerde kitabını bitiriyorum. Eğin Türküsü kitabını yayımlamış önce manilerini derlemiş. Onun derlediği 33 maniyi buldum şimdi yazmakta olduğum Eğin Türküsü kitabına aldım. O hep acıları bizim yöreyi ve hasreti yazmış. Geçteğimiz yaz onun köyüne gittim. Onun gibi bir gün yaşadım, onun şiirlerine fotoğraflarımı ekledim. Şimdi onun tüm şiileri Lütfi Özgünaydın Fotoğraflarıyla birlikte yayımlanacak. O güçlü dizlerle muhteşem doğa da çektiğim yorumladığım fotoğrafları ekliyorum.

Enver Gökçe hasreti anlatmış ancak onun şiilerinden etkilendim ve düz yazıyla önce öyküler yazdım. Bu öykülerle ilgili çok yazı yazıldı. Taş Yolu Eğin Öyküleri kitabımın 5.baskısı bitmek üzere yakında 6.baskısı yapılacak. Ana tema gurbet ve geçmişin içindeki yaşam. Bir yörenin  edebiyatı olmalıydı bundan hiç vaz geçmedim. Önce öyküler yazdım. İkinci öykü kitabım Kuş’da Öldü kitabının aynı adlı öyküsünü Yaşar Kemal eşi Ayşe hanıma okutmuş. O sabah beni aradı tebrik etti. Sonraki ziyaretlerimde onun Taş Yolu Eğin Öyküleri kitabımı da okuduğunu gördüm. Bir gün bana “Roman yaz oğlum” dedi. Ben Eğin Üçlemesi kitabımı yazmaya başladım. İlk kitap Dönüş Zamanı sonra Sevda Zamanı ve Gurbet Zamanı ile üçleme tamamlandı. O kitapları Yaşar ağabeye götüremedim için bugün bile üzülürüm… Çünkü ilk kitap Dönüş Zamanı’nı bitirdiğimde o vefat etmişti…

Vicdanlı Olmak

“Çukurova Yaşar Kemal“ kitabımda yazdım. Yaşar Kemal bana vicdan olgusunu öğretti. O günden sonra birçok önemli yazar vicdanlı olmanın önemini anlattılar. Yaşar Ağabey vicdanlı, doğru, dürüst bir insandı. Söyledikleri hep kulağımda. On yıl onunla sohbetler yaptım. Gitmeyince bana kızardı. Okumam gerekli kitapları söylerdi. Dostoyveski’nin Suç ve Ceza kitabını iki kez okumamı istemişti. Bir de Cervantes’in Don Kişot kitabını iki kez okuttu. Sait Faik öykülerini çok önemserdi. Hem birçok yazarın dostuydu. Nazım Hikmet ile geçen günlerini anlatırdı bana. Vicdanlı olmayı hiç bir zaman unutmadım. Onun romanlarında doğayı anlattığı bölümleri tekrar tekrar okurum. “Dünyada doğayı en iyi anlatan yazardır” derim her zaman. Ülkemizi baştan aşağı gezmiş Cumhuriyet için röportajlar yazmıştı. Bütün yörelerin değerlerini bilirdi. Erzincan kitabını hazırlıyordum, bana Erzincan’nın önemli değerlerini anlatmış koçbaşı mezar taşlarına göndermişti. Onun için benim hayatımda iki dönüm noktası var. Birincisi Hürriyet Haber Ajansında muhabir olmam, Gurbet Gazetesi’ni yayımlamam ve Yaşar Kemal ile dost olmam. Çok şükür onunla ilgili kitabım yayımlandı. Geçtiğimiz yıl genişleyerek ikinci kez yayımlandı. Onu çok özlüyorum.

O kitaplar bitti. Şimdi üçünü bir arada tek kitap olarak yayımlamaya karar verdim. Umarım bu sonbahar da onları  Eğin Türküsü- Enver Gökçe kitabından sonra yayımlayacağız. Bir yerel gazetede başladım Gurbet Gazetesi’nde yazdım. Bir yörenin edebiyatı olmalı dedim ve bu kitapları yaptım. Zaman karar verecek bu kitaplar yaşayacak mı bilemem.

Biga İçin Edebiyat, Biga Fotoğraf Kursu

Biga için bir roman yazmam için çok araştırma yapmam gerekiyor. Sadece söz verdim Biga fotoğraflarıma denemeler yazacağım ve bir albüm oluşturacağım. Sadece bu yıl yazdığım roman ismini yazmak istemiyorum tümüyle Biga’da yazılıyor. Biga’nın ekmeğini yiyip suyunu içiyorum ve erik ağacımın altında romanımı yazıyorum. Sonbaharda bitmiş olacak. Umarım bitiririm. İki yöreyi dillendirerek yazıyorum. Biga yazları yaşadığım bir mekan. 1992 yılından beri geliyorum. Burada iki tane fotoğrafa gönül vermiş arkadaşı yanıma alarak, bir Biga sergisi yaptık AKM de; hatta serginin İstanbul basın müzesinde açılması için tüm girişimleri de yapmıştım. O zamanın Belediye Başkanı İsmail Işık’ta önemsemişti. Ancak ekonomik nedenlerle sergiyi Basın Müzesine götüremedim. Sanata gönül veren Hüseyin Başaoğlu ve Cemal Sepici ile dostluğumuzu hiç bırakmadık. Ülkemde hep şunu savundum. Sanatları yerel birimlere indermek gerek. O yörenin insanlarının yaptığı projelere destek vererek gelişmek gerekiyor. İnanın batı böyle gelişmiş. Yerel birimler tarafından seçilen küçük projeler sergilenmiş. Toplum etkilenmiş, kültürel çıta yükselmiş. Biga Belediyesine Cemal Sepici’nin hocalığı ile yaptığı fotoğraf kursu çok iyi bir örnek. Birçok insan geliyor, öğreniyor, etkileniyor, sergi açılıyor, sergiyi gezenlerde bundan etkileniyor. İşte batı böyle yapmış. Şimdi benim de emeğimin olduğu Cemal Sepici’nin fotoğraf kursu açması tam bir örnek. Ama yeterli mi sadece bir fotoğraf kursu ile olmaz. Ancak iyi bir örnek Biga Belediyesi’ni ve Cemal Sepici’yi kutlamak isterim. Bunu yazamamıştım burada belirttim sevindim Niceledine…

Toplumsal Gelişme İçin Sanatlar Önemli

Ben bu yazımda iki yöreyi anlattım. Romanıma ara verdim bu yazıyı yazdım. Biga’dan birkaç fotoğrafta ekledim. Bir de benim yöremden Taş Yolu fotoğrafı. İnsanlar yüzyılda taşları yarıp Fırat boylarından yol açmışlar. Şimdi bırakın Ülkemizi artık dünya geliyor. Doğuda Kemaliye’de müthiş bir turizm. Günde 3-4 otobüs geliyor. O güzelim doğayı geziyorlar. Allah’tan biz evlerimizi de koruduk. 1969 yılında Hürriyet Haber Ajansında muhabirliğe başlamışım. O yıllarda bölge gazeteleri vardı. Bölge gazetesinde her hafta 2-3 haber çıkardı benden. Nezih Demirkent Genel Müdürümüz Oktaş Ekşi de Hürriyet Haber Ajansının genel müdürüydü. Beni Oktay Ekşi yetiştirdi. Onunla biz biribirimizi hiç bırakmayız. Neden yazdım bunları belge olsun kalsın. Sonra kolay geçmediğini anlatarak bir yöre için bir insanın yaptıklarından söz etmek istedim. Sevdam hiç bitmedi bu sonbaharda Kemaliye’de olacağım. Çok önemli bir çalışma yapılacak benim için onu o zaman yazarım. Şimdi tek derdim var. Toybelen köyünde yaşadığım büyüdüğüm evin bir Lütfi Özgünaydın Anı Müzesi olarak oluşturulmasını istiyorum. Bilemedim yetmişli seksenli yıllarda yazdıklarımı, çektiklerimi arşivleyemedim. Aklıma gelince çok üzülüyorum. Gerçi şimdi internet üzerinden yapılanlara yazılanlara ulaşılıyor ancak internet öncesi yazılarımı, fotoğraflarımı bulmak çok güç.

Bir Daha Yazar Mıyım Yaydan Boşanırcasına…

Çok yorulmuştum romana ara verdim Biga için birşeyler yazacaktım. Kemaliye olmadan olmaz orası benim sevdam 1969 dan beri yazıyorum. Yirmi yıl Gurbet yerel gazetesini  yayımladım. Bugün; İki yöreye dönerek içimdekileri yazdım. Sanki bir dertleşme gibi oldu.

Yaşlandım oysa daha çok işim var. Bu şarkı bitmez diyorlar ya. Bu bölgede bir kaç etkinlik yaparım. Kitap fuarına katılırım. Sonra Kemaliye’ye gideceğim. Benimle ilgili çok önemli bir çalışma yapılacak. Orada Kemaliye’de bir gösteri, söyleşi  yaparım. En çok Diyarbakır’da bir söyleşi, gösteri yapmak istiyorum. Dostlarım ilgileniyor. Bu gün sanki iki kenti insanı karşımda; sohbet ettim. Bu yazılanlar internet sayesinde yitmiyor. İçim boşaldı Biga’yı da Kemaliye’yi de çok seviyorum. İçimden geldiği gibi yazdım. Bigalı dostlarım Kemaliyeli okurlarım okursa çok sevinirim. Bu yıl Biga güzel, denize pek gitmiyorum. Bahçede erik ağacımın dibinde okuyorum. Okumak çok önemli okumadan yazılmaz ki. Sizlerde bir kitap alın elinize. Ya da bu hafta bir kitap edinin çok kolay internet üzerinden istediğiniz kitabı satın alabilirsiniz hemen gelir. Okumak sizi yüceltir, geliştirir, büyütür… Hepinize çok selam…

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Sevgili hocam yine onore ettiniz memleketimizi..
    Umarım kadrinizi bilirler ve hakkınızı tevdi ederler.. Ne ki siz istifade edilecek, salt Biga için değil ülke bazında bir değersiniz. Değerlisiniz.

    Müteşekkirane selam ve sevgiler…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Başa dön tuşu