Kader Mi Dediniz?
Bu ülkede sürünerek yaşamanın kader olduğuna inanmıyorum.
Sadece birileri rahat hayat sürsün diye kadere inandırılan insanların çoğunluğuna inanıyorum.
Mesela; işçi haklarını savunan sendikacılara bakın, bindikleri araç trilyonluk son model lüks araçlar. Yaşamları kalburüstü. Ve bu adamlar açlıktan nefesi kokan, her an işten çıkarılma korkusuyla yaşayan işçilerin hakkını savunuyor(!)
Diyanet İşleri Başkanının bindiği araç trilyonluk son model..
Bütçesi Milli Eğitimi katlamış, başkanın maaşı vekil maaşlarını sollamış..
Bu kuruluş açlıktan nefesi kokan halk yığınlarına şükretmesini beterin beteri olduğunu öğretiyor.
Cumhurbaşkanlığına bakın, Yaşanılan saraylara bakın. Sarayların giderlerine bakın…
Din, imandan, cennetten, cehennemden bahseden ve insanları köle gibi kullanan Tarikat ve cemaatlere bakın şeyhlerine, şıhlarına, ayakçılarına oluk oluk paralar aktığını göreceksiniz. Paraya doyanların en az dört kadınla beraber olmak istediklerini göreceksiniz.
Din adına ahkâm kesenlere bakın “fakirliğin büyük bir şans olduğunu, fakirlerin cennete zenginlerden önce gireceğini” anlatıyorlar. Anlatanların yaşam tarzına bakın cenneti zaten bu dünyada yaşadıklarını göreceksiniz.
Bir zamanların fakir ama onurlu cumhuriyetinden dem vuran sözde Atatürkçülerin demlendikleri ortamlara bakın. Kokoşluklarına bakın. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyetini nasıl yaşadıklarını göreceksiniz.
Günümüzün sosyalistlerine bakın.
Günümüzün akademisyenlerine bakın.
Günümüzün gazetecilerine bakın.
Günümüzün halkçılarına bakın.
Günümüzün “komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir” diye ahkâm kesen din tacirlerine bakın.
Çünkü bunların hiç birisi halk için halktan yana hiçbir eylemin içinde değillerdir.
Kısacası güzel kardeşim onlar lüks arabalara binsinler, saraylarda yaşasınlar, cenneti bu dünyada yaşasınlar diye siz onların faytonlarını çeken atlar olmaktan kurtulamayacaksınız ve de onlar lüks arabalar binsinler diye sizler çıplak ayaklarla daha çok yürüyeceksiniz.
Onlar gökyüzünde lüks uçaklarla uçarken sizler sürüngen gibi yaşamaya devam edeceksiniz.
Yine de umudunuzu kaybetmeyin. “Mutlu olmak için kendinizden yukarıdakilere değil, kendinizden aşağıdakiler bakın” ve halinize şükredin. Siz öldükten sonra sizi bekleyen cenneti düşleyin.
******
Bu Ülkede Yoksulluk Yoktur Artık Açlık Vardır
Bu ülkede acı çektirip insanları canından bezdiren işsizliktir,
Ama ne yazık ki bu da bir güzel saklanır.
Bu ülkede 24 saatte fiyatlar değişir, enflasyon tavan yapar,
Bu da devlet makyajıyla kapatılır.
Aslında bu ülkede yaşlanıp ölmeyen tek şeydir yoksulluktur ama iktidar ve malum medya tarafından bir güzel gizlenir.
Bu ülkede araştırma yapılır, sistemin gözünü boyamak adına.
Halkın yüzde 75’i hayatından memnun çıkar.
Benzine yapılan 5 kuruşluk 10 kuruşluk indirimi müjde diye duyururlar.
Aslında vatandaşın 5 kuruşa muhtaç olduğunu duyurmuş oluyorlar farkında olmadan.
Türk-İş açlık sınırını 2550 TL olarak açıkladı.
Asgari ücretin altında bir sınır…
Ama halkımızın yüzde 75’i çok mutluymuş.
Eğer böyle bir mutluluk varsa gözü olanın gözü çıksın!
Kalan yüzde 25’in mutsuzluğu söz konusuysa…
Bırakın o yüzde 25’inin ne halleri varsa görsünler!
Ama şükredelim ki.
Yüzde halkın 75’inin mutlu olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Yani dünyanın en mutlu ülkesinde…
Asgari ücretin, patronun iki duble viski parasına denk düştüğü bir ülkede…
Bu ülkede gerçekten yoksulluk yoktur, artık açlık vardır.
Ve bunun farkına varmayan yoksullar vardır.
Çünkü bu yoksullar, din tüccarları tarafından “zenginliğin Allah vergisi, fakirliğin kader olduğuna” inandırılmışlar.
Bundandır bu ülkenin yoksulluk kaderinin değişmemesi,
Bundandır bu ülkede yoksulların hakkının ve hukukunun olmadığı!
Bu değerlendirmeyi neden mi yaptım? Günlerdir bana MSN’den yazıp yardım isteyen vatandaşlar için,
Günlerdir sosyal medyadan hesap numarası paylaşıp evde çocuklarımla açız diyenler için,
Günlerdir Whatsapp’tan bana boş buzdolabını gösteren vatandaş için..
“Tüpüm bitti alamıyorum” diyen anneler için..
Ali Galip Akyıldırım