İyi Parti Kitle Partisi Olduğunu İspat Etti

İYİ Parti’nin 2.Olağan Genel Kurulu şimdiye kadar hiçbir partinin Genel Kurulunda duyulmayacak sözlerle başladı.
Bu sözleri kim mi söyledi? Tabi ki tam bir liderlik vasfına sahip olan Genel Başkan Meral Akşener söyledi.
Dedi ki; “İYİ Parti’yi, son bir umutla; memleketten ümidini kesmiş, hayalleri çalınan gençler kurdu.
İYİ Parti’yi hayatın her alanında horlanan, şiddet gören, öldürülen kadınlar, oyun çağında gelin edilen, tacize, tecavüze uğrayan çocuklarımız kurdu.
İYİ Parti’yi, iki yumruk arasına sıkıştırılan, bu vatanın has evladı Kürt’ler kurdu, Zaza’lar kurdu.
İYİ Parti’yi, “Ali” dedi, “Hızır” dedi diye, Atatürk’ü sevdi diye din düşmanı ilan edilenler kurdu.
İYİ Parti’yi, “Mustafa Kemal de benim, Fatih de benim, Osmanlı da benim, Cumhuriyet de benim” diyenler; kutuplaşmadan, iteklenmekten bıkan ‘mahallesizler’ kurdu.”
Bu sözler bu ülkede herkesin duymak istediği ve alkışladığı sözlerdi. Bu sözlerde cesaret vardı, umut vardı, heyecan vardı, gelecek vardı, inanç vardı, iktidara yürümenin tüm halleri vardı.
Şimdi Genel Kuruldan sonra İYİ Parti karşıtlarının bu sözlerden rahatsız olup, listeyi eleştirdiklerini, parti içinde ki değerli isimlerimizin GİK’e neden giremediklerini, elden ele dolaşan listeleri kimlerin hazırladığı provaktif konuşmaları ile ahkâm kestiklerini görüyoruz.
Aslında hepimiz şunu çok iyi bilmekteyiz ki, her Genel Kurul en demokratik seçimlerin yapıldığı yerlerdir. Onlarca aday çıkabilir. İsteyen herkes kulis yapabilir. İkna kabiliyeti iyi olanlar, yorulmadan koşturanlar hedefine ulaşır. Bundan daha doğal ne olabilir ki?
İYİ Parti’nin kuruluşundan bugüne kadar hiçbir sorumluluktan kaçmayan kurucu isimlerden bazılarının GİK’e girememesi onların istenmediği anlamı asla taşımaz. Oradaki her isim parti için bir değerdir. Ve en önemlisi parti büyüyüp güçlendikçe, kitle partisine dönüştükçe doğal olarak partililerimizinde parti içinde görev alma istekleri artmakta bu da bir yarışa dönüşmektedir. Sonuçta her yarışın kazananı ve kaybedeni mutlaka olacaktır. Zaten bir partide isimlerin çakılı kadrolar haline gelmesi doğru değildir. Herkes çalıştığı kadar, mücadele ettiği kadar yer almalıdır. Bu bir nöbettir.
Netice itibarıyla İYİ Parti Türk siyasi tarihindeki yerini kendisini ispat ederek almış ve kitle partisi olmuştur.
Kurulduğu ilk günden itibaren Sayın Genel Başkanın kullandığı sevgi dili,
Vatandaşa yaklaşımı, sorunları dinleyip ve soruları çözüm yollarıyla anlatması,
Hiç kimseyi ötekileştirmemesi, kendisini açıkça eleştirenlere bile sabırla cevap vermesi,
Ülke sorunlarına vakıf olması, güçlendirilmiş parlamenter sistemden vazgeçilmeyeceğini her vesileyle söylemesi,
Tek adam yönetimine karşı çıkması, ekonomik sorunların çözümsüz olmadığını yüksek sesle söylemesi ve çözüm önerileri sunması doğal olarak vatandaşlar tarafından kabul görmekte ve partinin büyümesini hızlandırmaktadır.
Sonuç olarak uzun zamandır vatandaşların duymaya hasret kaldığı tüm söylemleri dile getirip heyecan ve coşku yaratan bir genel başkanla büyüyen İYİ Parti ilk seçimde başarısını gösterecektir. İYİ Partiİ’nin attığı her adım bir iktidar yürüyüşüdür. Çünkü “Millet çağırıyor!”
Ali Galip AKYILDIRIM