Kış mevsiminin en soğuk günlerini yaşıyoruz.
Eskilerin deyimi ile “çile”yi yaşıyoruz.
Türkiye’nin çileli dönemini yaşıyoruz.
Doğusundan batısına hava çok soğuk..
Hava soğuk ısınma pahalı..
Vatandaşımız; sıkı sıkı kapatılmış kapılar, iyice izole edilmiş pencerelerle ve dizlerde kalın battaniyeler eşliğinde vücut ısısı ayarında yakılan kombilerin verdiği avuç içi sıcaklığında ısınan kaloriferlerle ısınmaya çalışmakta (!)
Vatandaş biliyor ki ısınmak pahalı, yaşamak zor..
Ve bundan dolayı vatandaş hep üşüyecek, yaz mevsimine çıkarsa ısınacağı sıcakları düşünecek…
Vatandaşın ellerinde ödemekte zorlandığı faturalar…
Soğuktan ve yetersiz beslenmekten dolayı eksilmeyen hastalıkları kader diye kabullenecek.
Düşünecek; acaba kader mi kötü, yoksa kaderi yolundan çevirenler mi?
Kafasında deli sorularla sorgulayacak kendisini bu hallere düşürenleri..
Sahipsiz bırakanları…
Ve vatandaşımız her gün artan çileli soğukların yanında parasının kar gibi eridiğini görüyor..
Marketlerde gıda fiyatlarının gün için de birkaç defa değiştiğini biliyor.
“Kuş kadar” ekmeğin fiyatının ulaşılmaz olduğunu yaşıyor.
“Kuru ekmeğin” bile lüks olduğunu düşünüyor…
Ödenemeyen banka borçları, kredi kartları ateş gibi yüreklere düştüğünde çaresizliği yaşayan vatandaşın kendisidir.
Vadesi gel borcun ödenemediği gün vatandaşın mahşer günüdür.
Sebep olanları bilse de, çaresizlik elini kolunu zaten bağlanmakta..
Malum medya bu ülkede yaşanan cehennemi cennet diye anlatmakta..
Vatandaşın hayatını karartanlar iyilik melekleri diye sunulmakta..
Vergisini veren, vatan için canını feda eden vatandaş ısınmadan kışı geçirecek belki de…
Yaz mevsimine çıkarsa ısınacak mı sanıyorsunuz?
O halde fena yanılıyorsunuz.
Borçtan, yoksulluktan kurtulamayanların içi hep üşür..
Çöpten besleneneler hep üşür..
Yoksullukla kavurulanlar hep üşür,
Ucuz ekmek kuyruklarında ayazı yiyenler yazın en sıcağında bile hep üşür..
Yoklukla kavrulan bedenler;
Bahar gelse de, yaz gelse de, pastırma yazı gelse de ısınamayacak, hatta gelecek sonbaharda yeniden donmaya başlayacak..
Yoksulluğun, sefaletin, işsizliğin kader diye sunulduğu ülkemde günler, haftalar, aylar, yıllar geçse de, mevsimler devir daim yapsa da ısınamayacaklar. Hep üşüyecekler…
Bu ülkede; Zenginliğin Allah vergisi, yoksulluğun kader olarak beyinlere işlenmesinden dolayı vatandaş hep üşüyecek, hep sürünecek!
Bu ülkede milli gelir adaletli dağıtılmadığı sürece,
İşsizliğe çözüm bulunmadığı sürece,
Gıda baronlarına dur denilmediği sürece,
Vatandaş şirketler ve bankalar karşısında sahipsiz kaldığı sürece
Üşümekten hiç kurtulamayacaksınız.
Ali Galip Akyıldırım
