Gençler Neden “Oy Moy Yok” Diyor Düşündünüz Mü?

Şimdi ki gençler aslında siyasi taraf falan değiller. Parti falanda tutmuyorlar, peşinden de koşmuyorlar.
Çünkü onların gerçekleri çok farklı.
Onlar attıkları her adımda kendi gerçeklerini düşünüyorlar. Çünkü hayal dünyasında yaşamıyorlar. Aksine hayal dünyasına meydan okuyorlar.
Onlar seçimlerde birilerini seçmek için değil, geleceğine kimlerin nasıl yatırım yapacağına bakarak oy kullanırlar. Bundan dolayı gençlerin oyları hiçbir siyasi partinin çantada kekliği falan değil.
Gençler kendi oyunu değerli görmektedir. Biliyorlar ki bir tek oy ülkenin gelecek kaderini belirlemektedir.
Onlar oylarında geleceğin hesabını yapmaktadırlar.
Gençliğin gelip geçici iş ve aşın kalıcı olduğunu çok iyi bilmektedirler.
Gençler askerlik konusunda bile payına paralı mı parasız mı askerlik düşeceğinin hesabını yapmaktadırlar. Kendilerine nasıl bir askerlik düşeceği onları yakından ilgilendirmektedir. Parası olanın askerlikte kurtulduğunu olmayanın talim ettiğini çok iyi bilmektedirler.
Televizyonlarda konuşan siyasetçinin “ezanları susturamayacaksınız, vatanı bölemeyeceksiniz, bayrağı indiremeyeceksiniz” hamasiyetine zerre kadar itibar etmiyorlar. Çünkü biliyorlar ki artık hiç kimsenin ne ezanla, ne bayrakla ne de vatanı bölmekle ilgili bir sorunu hatta ülkelerin bir birinden toprak alma gibi düşüncelerinin olmadığını her şeyin ekonomiye dayandığını ve teknolojinin yeri geldiğinde ülkelere kaos yaşatabileceğini çok iyi bilmektedirler.
Onlar biliyorlar ki verecekleri oyla iktidara taşıyacağı parti en az dört yıl bu ülkenin kaderine hükmederken kendi kaderlerine de hükmedeceğini ve bunun gençlik yaşı içerisinde önemli bir yer tutacağını iyi bilmektedirler. 18 yaşında olan bir genç dört yıl sonra 22 yaşında, 22 yaşında olan bir genç dört yıl sonra 26, 26 yaşında olan 30 yaşında olacak. Bu gerçeği gençler çok ama çok iyi bilmektedirler. Geleceklerini boş hamasiyet söylemlerine kurban etmek istemiyorlar.
O gençlerin çoğu damda ki son ineği satarak okumuş gençlerdir. O gençler ki üniversiteyi yarı aç yarı tok okumuş gençlerdir. O gençler ki altında son model arabalarla okula gelenleri de biliyor yırtık ayakkabı ile kilometrelerce yol yürüyenleri de biliyor. O gençler ki parasızlık yüzünden karşı cinsten uzaklaştığını ve saklandığını da biliyor..
Gençler en azından üniversiteyi bitirdikten sonra kendi ayakları üzerinde durmak istemektedirler.
Bunun da şu an imkânsız olduğunu çünkü son 18 yıldır gençlerin geleceğine yatırım yapılmadığını iyi bilmektedirler.
Gençler resmi olarak her dört gençten en az ikisinin işsiz olduğunu, gayri resmi olarak her dört üniversite mezunundan 3’ünün işsiz olduğunu biliyorlar.
Her genç bu sistem de liyakatin geçer akçe olmadığını torpilin dibe vurduğunu ve torpili olanların iş bulabildiğini görmektedirler. Yani hakkının yenildiğini iyi bilmektedirler.
Her genç elinde ki üniversite diploması ile ailesinin gururu olarak işe girmek istemektedir. Çünkü üniversite bitirten bir genç o diploma ile ilgili iş bulmak istemektedir.
Ve her genç anayasal haklarını çok iyi bilmektedir. Bu nedenle kimseden çekinmemekte düşüncelerini açıkça söylemektedirler.
Bu kadar üniversitenin açılmasını, plansızca bu kadar gencin üniversitelerden mezun olmasını onlar istemediler.
Kısacası gençlik hiçbir siyasi partinin boş kaşıkla besleyeceği bir zümre ya da partilerin ırgatı değiller…
Gençlerine güven vermeyen sisteme ya da siyasetçiye gençler asla güvenmemektedirler.
Gençler devletin kendilerine sahip çıkmasını ve geleceğini garanti altına almasını istemektedirler.
Devletin kendileriyle sıkılı yumrukla, korkutarak konuşmasını değil kendilerini anlamlarını beklemektedirler.
Gençler atık siyasette yalan konuşanı da, aldatanı da boş konuşanı da çok ama çok iyi tahlil etmektedirler.
“Vatan, millet, Sakarya” edebiyatına karınları tok!
Günümüz gençlerinin dedelerini ikna edebilirsiniz ama bu gençlerin ne babalarını nede kendilerini boş kaşıkla besleyemezsiniz.
18 yıl önce 45 lira olan eğitim kredisini 500 liraya falan çıkardık demenizin de bir kıyameti harbiyesi yoktur. Yaşlılık parası vererek oyunu aldığınız yaşlıları ikna ettiğiniz gibi bu gençleri ikna edemezsiniz. Çünkü o genç bu paranın lütuf olmadığını kendisini borçlandırdığını eninde sonunda damadaki son ineği satarak bu borcu ödeyeceğini bilmektedir.
Gençleri anlayan ve şimdiye kadar söylenmeyeni gençlere söyleyen, yapacağına inandıran siyasi lider ve partisi bu gençlerin oyunu ve desteğini alacaktır.18 yıldır imkân yaratamayanların şansı kalmamıştır.
Ali Galip AKYILDIRIM