Ali Galip AKYILDIRIMYazarlarımız

“Depremde Zenginler Değil, Fakirler Ölür”

Deprem Bilimci Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İzmir’de meydana gelen depremin ardından yaptığı açıklamada, “Bir ülkede ekonomi ne kadar bozuksa deprem o kadar öldürücü olur. Yoksulluk ne kadar fazlaysa deprem size o kadar yakındır. Depremde zenginler ölmez, fakirler ölür” ifadesini kullandı.

Aslında sadece “depremlerde”  değil birçok doğal felaketlerde de, kazalarda da, salgın hastalılarda da yoksullar ölür!

Daha önce de yazmıştım, nerede nasıl geleceği belli olmaz fukara ölümünün demiştim.

Bazen bir kamyon kasasında onlarca tarım işçisini bir arada görür.

Bazen de, bodrum katlarında su baskınları ile.

Bazen bir gece vakti ya da gündüz vakti, cehennemi andıran bir deprem ile kumdan yapılmış kalelerin çökmesi misaliyle..

Bazen şantiyedeki naylon çadırın yanması ile.

Bazen bir tersanede,

Bazen de bir köprü inşaatının elli metre yüksekliğinden düşürerek…  

Sonuçta giden yaşanmamış hayatlardır.

Kısacası, yaşanmamış hayatların adıdır sudan ucuz ölümler.

Bu ölümlerde ateş hep düştüğü yeri yakar.

Suçlu ölen olur,

Ölümün adı “kader” olur.

Neticede bu ülkede “Zenginlik Allah vergisi yoksulluk kader” diye belletmişler bizlere.

 İşte bu nedenle nerede nasıl geleceği belli olmaz fukara ölümünün.

Aslında hayta tutunmaya çalışanların hikâyesidir “fukara ölümü”

Hepimiz tanıklarıyız ülkemizde ki ucuz ölümlerin…

Mesela,13 kişilik minibüse 23 tarım işçisi bindirilir 10 ölü.

 Tersanelerde, maden ocaklarında onlarca can gider.

En hafif depremlerde onlarca insanımız enkaz altında kalır.

Ucuz ölümler ülkesiyiz ya,

Sanıklarını bulamıyoruz.

Bulup ta soramıyoruz “neden” diye.

Ölümlerin sudan ucuz olduğu bir ülkede yaşıyoruz farkında mısınız?

Hayat bu kadar acımasız mı?

İnsan bu kadar değersiz mi?

“Ölüm bu,

Fukara ölümü

Geldim, geliyorum demez.

Ya bir kuşluk vakti, ya akşamüstü,

Ya da seher, mahmurlukta,”

Ya yel esmiştir, ya sel basmıştır, ya deprem olmuştur, ya işçi servisi devrilmiştir, ya işçi barınakları yanmıştır, ya da salgın hastalık çalışan herkese bulaşmıştır…

“Bakarsın, olmuş olacak…”

 Bakarsın sevdiklerine haber gitmiş.

Bakarsın çocukların, anaların, babaların, eşlerin boynu bükük kalmış.

O boynu bükük kalanlar bir gün en can alıcı soruyu sorarlar.

“Babamın, annemin, eşimin evladımın hayatı bu kadar ucuz muydu? Bu cinayetlere kaza süsü veriliyor olmasın?” diye.

Kim nasıl cevap verir bilemem.

Ali Galip AKYILDIRIM

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Başa dön tuşu