Lütfi ÖZGÜNAYDINYazarlarımız

Bir Çekim Anısı; Füruzan’la Bir Gün…

Füruzan’ın Ağladığı An/Bigalı Okurlarım Da Okusun… Lütfi Özgünaydın…

Füruzan’ın ölüm haberini alınca yüreğim acıdı. Gözlerim doldu. Çünkü onun yaşamını dinlemiştim. Fotoğraflarını seçmeye başladım. Yürekten bir yazı yazacaktım. Yaşadığım gibi. Ancak hemen birkaç gün sonra internetten 30 yıl öncesinin bir fotoğrafını buldular, öykülerini değerlendirerek fiyakalı yazılar yazdılar gazetelerde dergilerde. Onun genellikle ünlü öykü kitabı “Parasız Yatılı”yı  ele alıp edebiyat/sanat alanında görüşlerini bilgi ve bilinç hallerini öne çıkararak yazılar yazdılar. Kuru bir ağaç dalına benzettim bir çoğunu. Ben onun fotoraflarını çektikten sonra, fotoğrafları Yapı Kredi Sanat Dergisinde ve Hürriyet Gösteri Dergisinde yayımlandı. Fotoğraflarım kapak ve geniş biçimde yayımlandı. Böylesi dergilerin telif vermemelerini kabullenemedim. Ekonomik getirisinden değil  gücüme gitti. Kendisinin de haberi oldu sonra biz hep telefonlaştık. Çünkü onun anlattıkları, çocukluğu beni çok etkilemişti. Hep konuştuk. Kızı Aslı’yı Turhan Selçuk’un sergisinde tanıdım ve çok sevdim. Onunla da Turhan Selçuk’un eserlerinin önünde fotoğrafları var.

Bigalı Okurlar
Ben yerel gazetelerde, dergilerde yazmayı çok severim. Bana büyük keyif verir. Onun için Füruzan yazı ve fotoğraflarımı Biga Çarşamba Postası Gazetesi’ne de gönderiyorum. Orada çok iyi bir editörüm var. Orada yazmayı sürdüreceğiim. Yerel gazete benim için önemlidir.

Füruzan Fotoğrafları
Seçtiğim yirmi yazardan birisi de Füruzan’dı. Çünkü Parasız Yatılı kitabından çok etkilenmiştim. Yapı Kredi Kültür Sanat’ta buluştuk. ‘Zor insandır ulaşamazsın, fotoğraflarını çekemezsin’ demişlerdi. Söyleşmeye biribirimizden söz etmeye, çabalarımızı anlatmaya başladık. Dost olduk, çekimlere başladık. Karşılıklı söyleşilerimizden çok etkilendik. Ertesi gün Galata Kulesi önünde buluşmaya karar verdik. Tam saatinde geldi ve bir gün boyunca fotoğraf çektim. Hem dolaştık hem çocukluğunu, gençliğini, kitapları konuştuk.

Beş yaşındayken gazetedeki harflere dikkat eder annesine okuturmuş. Erken okumuş ve altı okul değiştirmiş. İlkokullar bitince Tepebaşı’nda Belediye Konservatuarı’nda imtihana girmiş ve iki ay Şan Bölümünde okumuş.

Küçük Sahne’de tiyatro oyunculuğu için imtihana girmiş. Sınavda Orhan Veli’den bir şiir okumuş ve imtihanı kazanıp figüranlık yapmış.

Füruzan çok erken evlilik yapınca tiyatro çalışmalarını sürdürememiş. Edebiyatla buluşması Yeni Dergi ve Mehmet Fuat’a bir yazı götürünce başlamış. Sonra kitaplar ve ünlü öyküler. Sonra Turhan Selçuk’la evliliğini, neden soyadını kullanmadığını sormuştum. Selçuk soyadını kullanmamış. Ünlü birinin soyadıyla değil yazarlığını “Füruzan” imzasıyla sürdürmüş. Kimseden katkı almak istememiş, bir başına mücadelesini sürdürmüş. Ünlü eşinin Selçuk soyadını o yüzden almamış. Kitapları hep tek “Füruzan” ismiyle çıkmış… İlk gün ondan çok etkilenmiştim.

Fotoğraf Çekimine Galata Kulesi’nde Başladık
İşte bunları konuşarak ertesi günü Galata Kulesinde çekimler için buluştuk. “Yirmi Yazar “ Projesinde dış mekan çekimlerini yazarın istediği yerlerde yaptım. Füruzan Galata Kulesi, Galata Köprüsü ve civarını istedi. Galata Kulesi’nin çevresinde çekimlere başladım. “Çekemezsin” dedikleri Füruzan öylesine içten ki, poz verirken bana yardımcı oluyordu. Kulenin önünde, ünlü sokağın içinde fotoğraflarını çektim. Galata Kulesi önünde,  yaşamın içinde çok sayıda fotoğrafını çektim. Bir taraftan konuşuyorduk, çocukluğunu, yaşamını dillendiriyordu. Çok etkiledi beni anlattıklarıyla. Çok dalgalı bir yaşam öyküsü vardı. Acılar vardı. İçimden; Dostoyveski’nin dediği gibi demek ki ‘Acılar insanı geliştiriyormuş.’ dedim… O acılar içinden büyük bir yazar doğmuş. Füruzan gerçekten tırnaklarıyla kazıyarak gelişmiş iyi bir yazar olmuş. Türk edebiyatının çok önemli bir ismi olmuş. Ölümünden sonra çok sayıda insan yazı yazdı, fotoğrafları yayımlandı sosyal medyada. İyi ki onun fotoğraflarını çektim. Arşivimde elli fotoğrafı var. Onları geleceğe bırakıyorum…

Turhan Selçuk sergisine gitmiştim, çok mutluydu. Kızı Aslı ile çok güzel fotoğraflarını çektim. Edebiyat sanat çevresi gerçekten Füruzan’ı çok seviyordu. Çok önemli insanlar gelmişti sergiye. Rahmetli eşinin çizgileri önünde çektim fotoğraflarını, kalıcı fotoğraflar oldu.

“Haydi Galata Köprüsü’ne gidelim” dedi. Çocuklar gibi şendi, herkesle konuştu, köpekleri sevdi. Ben yorulmasını istemiyordum ancak o benden daha iyi yürüyordu. Çok neşeliydi.

Bankalar Caddesi’nde ünlü Komado merdivenlerin önünde fotoğraflarını çektim…

Böyle özel yerlerde fotoğraf çekmek istiyordum. Benim için böyle mekânlarda çekmek çok iyi olurdu. Galata Köprüsü’nde de çekeceğim için seviniyordum. Kitabım için iyi mekânlarda iyi fotoğraflarımın olmasını istiyordum.

Köprüde oturduk, çay ısmarladım içtik. Yine kitap için özel sorular sordum. Sanki bir acelesi vardı, “Haydi kalk gidiyoruz” dedi. Hızlı hızlı yürüyerek Tünel’e götürdü beni…

Tünel’de Fotoğrafını Çekerken Gözleri Doldu
Tünel’e gidince duygusallaştı, trenin vagonunun yanına gitti. “Bak Lütfi, bu fotoğrafı mutlaka çek” dedi. Vagona yaklaştı, ben sürekli fotoğraflarını çektim. İyice duygusallaştı, gözleri doldu, yanıma geldi. Merakımı anlamıştı. Ağlamaklı bir halde, “Lütfi, biliyor musun, bu tünel ve vagon benim için çok önemli. Çocukluğumuzun tek eğlencesi buydu. Annem bizi buraya getirir, burada, Tünel’de seyahat ederdik. Çok önemli benim için, buraya gelince geçmişi, annemi anımsıyorum, çok heyecanlanıyorum.” dedi.

Bir gün süren çekimlerimiz sona ermişti, ben de çok etkilenmiştim. Yirmi Yazar kitabımda anlattım. Ve onun çok önemsediği Tünel’in eski vagonunun önündeki fotoğrafını yayımladım.

Yaşamıyla ilgili çok şey dinlemiştim ondan. Vefat haberini alınca ben de ağlamaklı oldum. Yirmi Yazar kitabımdan bir kişi eksilmişti, çok sevdiğim bir insanı yitirdim. Ve hemen paylaşımlar yaptım duygularımı yazdım. ‘İçim acıdı’ diye yazdım. Gerçekten içim acıdı. Şimdi onun yazdıklarını kitaplarını bir kez daha okuyacağım.

Tüyap’ta sergilenen o Yirmi Yazar panosunda bir eksik var şimdi…

Biga Belediye Başkanı Alper Şen’i Tebrik Ediyorum…

Biga Belediye Başkanlığını CHP üyesi Alper Şen kazanmış. Kendilerini tebrik ediyorum, başarılar  diliyorum. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Mimarlık bölümü mezunu olması ilgimi çekti. Mutlaka hocalarından çok ortak tanıdığımız/dostlarımız vardır. Mutlaka kendileriyle buluşup daha yakın tanışmak isterim. Ben Kumkent’te yaşayacağım bundan sonra. Kültür sanat adına her zaman yanında olacağımı belirtmek isterim. Gücüm yettiğince toplum için, insan için elimden geleni yaparım. İstanbul’dan ayrılırken veda gösteri/söyleşilerim olacak. Üç gösteri söyleşi yapacağım. 14 Mayıs’ta İfsak’ta “ Eğin türküsü/Enver Gökçe gösteri/söyleşisinden sonra 21 Mayıs’ta Maltepe Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gösteri ve söyleşim var. Daha sonra evimizin dönüşüme gitmesi nedeniyle Biga Kumkent’e taşınacağım. Değerli başkanla imkan oldukça görüşür konuşuruz. Biga için elimden geldiğince her zaman…. Çarşamba Postası Gazetesi kanalıyla kendilerine selamlar gönderiyorum. Haziran’da Biga Kumkent’e taşınmış olacağım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Başa dön tuşu