Röportaj

Biga Kaymakamı Ercan Kayabaşı İle Gündem

Kadir Atay Sordu, Ercan Kayabaşı Cevapladı…

Biga’da ilklerin öncüsü olan Biga Çarşamba Postası Gazetemiz yine bir ilke imza atarak yaklaşık 4 ay önce Biga’da göreve başlayan Kaymakam Ercan Kayabaşı ile ilk röportajı gerçekleştirdi.

Röportajımızda Kaymakam Ercan Kayabaşı, Biga’da eğitimden spora, tarımdan sanayiye ve Biga ile ilgili tüm konularda soruları içtenlik ve büyük bir samimiyetle cevapladı. Röportajımızı izlemeden bu satırlarımızda Biga Kaymakamı Ercan Kayabaşı’yı  bir kez daha sizlere tanıtmak isteriz.

Kaymakamımız Ercan Kayabaşı 1990 doğumlu ve Çankırılı, olup doğma büyüme Ankaralı. Gazi Üniversitesi mezunu olan Kayabaşı daha önceki Kaymakamlık görevini Mardin Nüsaybin’de yaptı. Ayrıca Nusaybin’de vekaleten Belediye Başkanlığı görevinde de bulundu. Evli ve 1 oğlu olan Ercan Kayabaşı Biga’ya kararname ile atamasının gerçekleştiğinde herkes gibi Biga hakkında bilgiler araştırmış ve Biga’ya gelmeden Biga’yı tanımak istemiş. Kayabaşı Biga ile ilgili ilk izlenimlerini, “Biga’ya geldiğimde sağolsunlar Halkımız beni çok sıcak karşıladı, genci, yaşlısı… Kendimden çok temsil ettiğimiz makama saygı, sevgi çok yüksek burada. Devletimize gösterilen bu saygı, sevgi, güven beni çok etkiledi. Bizde burada Bigalı hemşehrilerimize kaliteli hizmet, adaletli hizmet sunmak için çalışmaya başladık.” cümleleriyle ifade etti.

-Görev Yaptığınız Diğer Yerlere Göre Biga’yı Nasıl Buldunuz?
Ben daha önce Nusaybin’de görev yaptım. Nusaybin tabii ki hareketli bir yer. Nusaybin’de ayrıca geçici bir süre Belediye Başkanlığı vekilliği yaptım. Nusaybin ile Biga’nın sosyolojik durumları çok farklı.  Nusaybin’in sorunları ile Biga’nın sorunları, çözüm önerileri çok farklı tabi ki. Dediğim gibi Biga’ya gelmeden önce yaptığım araştırmada Biga’daki kapasite, gelişim hamleleri, tarım, üretim alanlarında verimlilik, sanayideki hareketlilik ve ciddi yatırımlar ilçenin kendi değerleri, stratejik ve tarihi durumu beni çok etkilemişti. Buraya geldikten sonra ön araştırmalarımın çok yetersiz kaldığını anladım. Biga sıradan bir ilçe refleksiyle hareket eden bir yer değil bir il konumunda. Biga tarihsel olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Sancak Beyliği yapmış önemli bir yaşam merkezimiz. Biga bunu hala genetik kodlarında taşıyor. Sosyal hayatta görebiliyorsunuz, ticaret kültüründe, esnaf kültüründe görebiliyorsunuz. Bunun en önemli örneği de Biga Fuarı. İlçe fuarlarında ölçek genelde bellidir, kendi sınırlarına belki yakın bir kaç ilçe için belki bir çekim merkezi olabilir o fuarlar. Ama 4-6 Ekim’de Ticaret Odamız öncülüğünde ve diğer tüm paydaşlarımızın desteği ile harika bir fuar oldu. Ben çok etkilendim. Gerçekten de sadece bir ilçe fuarı olmasının ötesinde Güney Marmara Bölgesinde en kaliteli, en nitelikli, katılımın çok olduğu bir fuar oldu. Bu bana gösterdi ki Biga klasik, sıradan bir ilçe değil.

Bununla birlikte sanayi alanında çok ciddi üretimlerimiz var. İçdaş firması çok büyük bir katma değer sağlıyor ilçemize. Bununla birlikte Biga’nın gözbebeği Bigalı olmaları da bizim için çok kıymetli Doğtaş firmasının üretiminin Biga’da olması. Yine Organize Sanayi Bölgemizde çok önemli firmaların üretim yapıyor olması bu anlamda istihdam olarak Biga’yı adeta sorunsuz bir hale getirmiş. Bu anlamda işsizlik belki de Biga’nın ajandasında belki son sıralarda yer alır. İşsizlik sorununu kendi ölçeğinde çok rahatlıkla çözebilmiş sistemini oturtmuş bir ilçe Biga.

Yine tarım alanında çok bereketli topraklar. Yaklaşık ekili arazimiz 600 bin dönüm olduğunu varsayarsak her karışında her toprağın santiminde ciddi bir profesyonel bir üretim görüyoruz.  Gerçekten çiftçilerimizin bilinç seviyeleri yüksek, teknik gelişmeleri takip ediyorlar. Yine tarımda çok güçlü, kaliteli bir teşkilatımız var. Çiftçiyle tarımla her zaman iç içe gönül bağı kurmuşlar. Tabi bunlarla birlikte üniversitemizin önemli fakültelerinin İİBF başta olmak üzere bir çok fakültemizin Biga’da olması  gerçekten ilçemize çok büyük bir dinamizm katmış.

Toparlayacak olursak, benim ön bilgi aldığım Biga ile karşılaştığım Biga arasında pozitif olarak çok büyük bir makas var, bu bizim için ayrıca bir gurur kaynağı tabii ki.

-Biga’mızın Bir Marka Değeri Olan Doğan Ailesi Doğanlar Holdingin Her Sene Geleneksel Olarak Düzenlediği Babaları Merhum Hacı Ali Doğan Ve Anneleri Merhume Hacı Ayşe Doğan’ın Anılarına Düzenlenen Mevlid-İ Şerif Programındaydınız Neler Hissettiniz?

Benim burada ilk defa katıldığım bir mevlid idi. Doğan ailesi bunu geleneksel hale getirmiş ve bu bağlamda çok yoğun bir katılım gördüm. Yaklaşık 6 bin vatandaşımızın katıldığını gördüm. Bu şunu gösterir; siz kente, topluma bir değer kattığınızda, insanlara doğrudan dokunacak işler yaptığınız zaman bu toplum asla sizi yarı yolda bırakmaz. İyi zamanınızda da kötü zamanınızda da size sahip çıkar. Vefatından yıllar geçmesine rağmen mevlidinde Biga’nın her kesiminden katılmış topluluğu görmek şaşırttı beni. Demek ki Bigalılar değerlerine sahip çıkıyorlar, bu iki taraflı vefa örneğidir.

Biga’ya Çok Çabuk Alıştınız, Çok Çabuk Adapte Oldunuz, Biga Halkı Sizi Çok Sevdi, Göreve Başlamanızdan Uzun Sayılabilecek Bir Düre Geçmesine Rağmen Halkımızın Size Ziyaretleri Devam Ediyor. Daha Önceki Görev Yerlerinizde De Böylemiydi Yoksa Biga’da Bir Farklılıkmı Var?

Bu konu açıkcası benim şaşırdığım bir durum. Güneydoğudan geldim ve Güneydoğu kültüründe Nusaybin’de hayırlamalar ve uğurlamalar çok uzun sürer. 4-5 ay sürer. Benim Biga’ya tayinim çıktığında dedim 15 gün 1 ayda biter, ona göre bir faaliyet programı çizerim diye kurgulamıştım ama hala çok yoğun şekilde vatandaşlarımızın teveccühleri var, hayırlı olsun dilekleriyle bize gelip iletiyorlar. Bizde akabinde, köylerimizi, mahallelerimizi, esnafımızı ziyaret ederek bu bağı kuvvetlendirmeye çalışıyoruz ama şunu da ifade etmem gerekir ki açıkçası bu kadar yoğun bir teveccüh beklemiyordum. Bu da açıkçası şaşırttı beni. Herkese çok teşekkür ediyorum.

-Biga’da Spor, Biga’nın Sporunu Nasıl Buldunuz?

Biga’da spor kültürü gerçekten çok gelişmiş. Sadece futbol olarak değil birçok farklı branşta, alt branşlarda, amatör branşlarda diğer farklı bireysel spor branşlarında Biga’da gerçekten bir atılım var. Yıllar önce bir kaymakamımızın önderliğinde okçuluk bir kültür haline gelmiş.

Sonra bakıyorsunuz, voleybol, basketbol, yüzme  aklıma şu an gelmiyor ama bir çok dövüş sporlarından tutun, deniz kıyımız olması nedeniyle yelken ve daha bir çok alanda spor dallarında aktif kulüplerimiz var. Tabii ki bu potansiyelin farkındayım ama yol kaydetmemiz gerek ve süreçlerin hala var olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz ay bir spor çalıştayı gerçekleştirdik. Belediye teşkilatımız, spor teşkilatlarımız, spora gönül vermiş kişiler, basınımızla, sporcularımızla birlikte güzel bir çalıştay gerçekleştirdik. Aynı konular gündeme geldi. Spor aşkı var, spora sevgi çok büyük. Katılım anlamında tansiyon çok yüksek ama bunun daha kurumsal hale gelmesi gerek. Hangi branşta ne şekilde destek vereceğimizi, belli bir plan dahilinde gidilmesinin bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü tek boyutlu besleme ile olmaz sadece futbola yönelirse diğer branşlar atıl kalır. Tüm spor kulüplerimizde de dolayısıyla destek nereye gitse kulüpleşme oraya gibi bir durum oluyor. Bunda da açıkçası diğer branşların hakkına girilmiş gibi oluyor.

Bu anlamda bende zihnimde bir yol haritası çıkartmaya başladım. Özellikle bireysel spor ve hatta bunu burada vurgulamak istiyorum, bizim özel sporcularımız var, özel ailelerimizin özel çocukları var, onları da hayatın içine katmak onları da sporla hayatı daha güzel yaşanabilir bir hale getirebilmek amacıyla özel sporcularımız için bir kulüp kurmak için ciddi bir gayretimiz var.

Toparlamak gerekirse Biga spor ile iç içe yaşayan bir merkez bunu tesislerde de görebiliyoruz. Birden fazla stadyum var, kapalı spor salonlarımız var, açık tenis kortlarımız var. Tabii bu yörede güreşte çok önemli. Bu sene yapılmadı ben maalesef göremedim ama seneye inşallah yapılır. Güreş yapılan özel güreş alanımız var. Bu şunu gösteriyor ki bu kadar tesisleşme, özel branşların olduğu bir yer spor ile iç içe bir yerdir. Bu da sorumluluğumuzu arttırıyor. Bu kadar ilgi varsa bu kadar tesis olmasına rağmen ekstra tesislere de ihtiyacımız olacağını gösteriyor. Biz buna göre kendimizi hazırlayıp yol haritamızı belirliyoruz.

-Biga’nın Bulunduğu Yer Tarihi Bir Alan. Turist Çekmek İçin Bir Takım Çalışmalar Daha Önceden De Yapılıyordu, Şimdi De Yapılıyor. Siz Biga’ya Turist Çekebilmek İçin Neler Yapılması Gerekildiğini Düşünüyorsunuz?

Öncelikle turizm özü itibariyle misafir ağırlama kültürü ile alakalı bir şey ama bu potansiyel, bu kültür Biga’da fazlasıyla var. Ortaya bir eser çıkarmak için malzemelerimiz fazlasıyla var. Doğa turizmi isteyenler için deniz ile ormanın bir arada olduğu çok güzel alanlarımız var. Şahmelek önemli bir örnek olabilir. Ben tarih ile ilgileniyorum diyorlarsa Parion Antik Kenti çok genç 20-21 yıllık bir kazı alanımız. Buna rağmen tarihin akışını değiştirebilecek harika eserlerimiz var burada. Yine biliyorsunuz Büyük İskender’i Büyük İskender yapan Granikos Savaşı. Biga ovamızda gerçekleşen Granikos Savaşı’nın tarihi kalıntıları tarihe yön verebilecek, tarihin akışını değiştiren olayların meydana geldiği çok ciddi bir havzamız var. Yine aynı şekilde milli mücadele döneminde Biga çok önemli bir yere sahip. Özellikle ilçe cihan harbi döneminde bir sahra hastanesi vazifesi görerek hem cepheye katkı sağlamışlar hem cephe gerisinde muazzam işlere imza atmış. Genelde savaşlarda hep cephe söz konusu ama savaşı kazandıran veya kaybettiren cephe arkasında besleme unsurlarıdır. Bu anlamda Biga yine çok büyük bir kültüre sahip. Gezilip görülmesi gereken mekanlarımız var, eserlerimiz var. Ama tanıtım noktasında belki kendimizi eleştirebiliriz. Daha iyi bir halkla ilişkiler daha iyi bir piar çalışmasıyla Bigamızın bu güzelliklerini tanınırlığını, bilinirliğini arttırabiliriz. Kafamızda bir yol haritası oluşturuyoruz. Parion’un görünürlüğünü daha da arttırmak için belki konserler vererek, çalıştay yaparak, yine Granikos ile ilgi çalışma gerçekleştireceğiz. Profesör hocalarımız ile görüşmeler halindeyiz, geçtiğimiz hafta da bir toplantı da yaptık. Buraları nasıl turizm yakası haline getirebiliriz diye ciddi bir mücadele veriyoruz ama Biga’nın güzelliklerini, değerini önce Bigalılara anlatmamız gerekiyor. Bugün Bigalı olup da Nilüfer Gölüne gitmeyen varsa bu bizim eksiğimizdir. Yine Biga’da denize gidip tadını çıkaramayan biri varsa bence bizimde eksikliğimiz vardır o noktada. O yüzden hem Kültür Bakanlığımızın yetkilileri ile istişare ederek hem de kendi dinamikleri ile hareket ederek Biga’yı daha görünür kılmak turizm anlamında hak ettiği noktaya getirmek bizim öncelikli hedefimiz.

Karabiga Belediye Başkanımızla geçen gün görüştük. Karavan Festivali çok daha ciddi, kurumsal, gelen misafirlerimizin çok daha rahat koşullarda festivali gerçekleştirebilmesi için kış aylarında da ortak bir çalışma yapacağız. Kurumsal hale de getirmek istiyoruz.  Saman alevi gibi oldu bitti değil her yıl bir önceki yıla göre üzerine koyarak daha kaliteli, daha güzel ve daha tanınır bir şekilde olacak turizm hamleleri için hep birlikte çalışacağız.

Geçtiğimiz Günlerde Biga’da Bir Afet Yaşandı. Tarım Alanlarımız Çok Etkilendi, Bu Konuda Neler Söylemek İstersiniz?

Öncelikle geçtiğimiz günlerde ani sağnak yağış ve doludan etkilenen tüm çiftçilerimize, Bigalı hemşehrilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Biz olayın ilk dakikasından itibaren başta ben şahsım olmak üzere bütün teşkilatımız, hem Jandarma teşkilatımız hem tarım teşkilatımız ile aynı anda sahaya çıktık ve sahada tespitlerimize başladık. Özellikle çeltik üretiminin yoğun olduğu bir ilçedeyiz yaklaşık 100 bin dekar çeltik üretimimiz var Biga’da.

Tabi bir kısmı biçilmişti yaklaşık yüzde kırka yakını ama geri kalan kısımda biçimi devam eden bir üründü. Tabi çok yoğun etkilenen köylerimiz var, daha az hasarlı atlattığımız köylerimiz var. Tarım teşkilatımızla oluşturduğumuz ekstra ekipler ile birlikte hemen hemen bütün tespitlerimizi yaptık. Bundan önce biz vatandaşlarımızla uyarı mahiyetinde yaklaşık 8-10 gün önce Tarım teşkilatımızın, tarım erbabımızın afetlerden etkilenmemesi ya da etkilendiğinde en aza indirgemesi noktasında TARSİM ile ilgili uyarılarımızı, hatırlatmalarımızı yapmıştık. Tabi yaptıran var, yaptıramayan var ama biz onların hepsini tespit ediyoruz. Yani zarar gören vatandaşlarımıza neler yapabiliriz, zararları nasıl revize edebiliriz, çiftçimizi nasıl ayağa kaldırabiliriz diye raporlarımızı tutuyoruz. Bu bağlamda ilgili Tarım Bakanlığımızın yetkililerine de aktaracağız bu konuları. Yerelde de hem Ziraat Odası Başkanlığımız ile hem tarıma ilgi duyan sivil toplum kuruluşlarımız ve paydaşlarımızla hem de Tarım Teşkilatımızla sağa çalışmalarımıza devam ediyoruz. 3 gün boyunca Tarım İl Müdürlüğümüzde bu çalışmalarda bize eşlik ettiler. Sahada bizzat kendileri bulunmak suretiyle hem çiftçilerimizin sorunlarını yerinde görme imkânımız oldu ve de aynı zamanda bütün teşkilatımızla birlikte zaman kaybetmeksizin hareket etme imkanı bulduk. Bazen böyle afet durumlarda zamanla yarışırsınız. Bütün tespitlerimizi yaparak biz üzerimize düşeni yaptık, bu anlamda ilgililere dosyalarımızı hazırladık. Tabii çok kısa bir süre 10 dakikalık bir yağış olmasına rağmen arazilerimiz çok etkiledi. Yine bu çalışmalarda tüm tarım teşkilatımız, diğer paydaşlarımız, Ziraat Odamız ve sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte büyük bir efor sarf ediyor. Bu nedenle zararımızı minimize etmek, çiftçimizin kaybını en düşük seviyede tutabilmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.

-Eğitim Çok Önemli… Siz Gelir Gelmez Bir Eğitim Karmaşası İle Karşı Karşıya Kaldınız. Biga’da Okullar Yıkılıp Yenileri Yapıldı. İlk Ve Orta Eğitim Ve Üniversite Konusunda Neler Söylersiniz?

Göreve başladığım ilk günlerde sağolsunlar Bigalı hemşehrilerimizin ziyaretlerinde Hoşgeldin faslından sonra istisnasız söylüyorum gelen 10 kişiden 9’u ‘Okullar ne olacak ?’dedi. Gerçekten Biga’da çok beklenti oluşturan bir konu olmuş. Özellikle depremden kaynaklanan, depreme dayanaklı olmayan okulların yıkılması tartışma götürmeyen bir konu. Yıkılan okulların yenisinin yapılması sürecinde bazen teknik aksaklıklar bazen ise firmaların çalışma potansiyellerinden kaynaklanan aksaklıklar olabiliyor. Belli dönemlerde sıkıntılar yaşanmış ve tabi buda süreyi uzatmış. Süre uzadıkça da bu durumu diğer eğitim kurumlarında tolere etmek için ikili eğitim noktasında mecburiyet doğmuş. Bu zaruriyet ve alternatifi yok malesef. Bu süre uzadıkça vatandaşlarımızın ‘N’oluyor?’ demesi, ikinci aşamada da öfkelenmesini doğal karşılarım açıkçası. Ama gerçekten bu noktada Milli Eğitim Teşkilatımızın üstün gayretleri İl Özel İdare, İlçe Özel İdaremizin çok çok yoğun gayretleri, Biga’daki özel işletmelerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın da da insan kaynağı desteği vererek okullarımızı hazır hale getirmek için çok büyük gayret gösterdik. Bizzat iki ay her gün ve haftasonları da dahil olmak üzere çalışmaları tamamlama için ve temizliği ile beraber okulları takip ettik. Basınımızda zaten bu süreçleri takip ediyorlar. Bu noktada sayın Valimizin önderliğinde bir yol haritası çizerek süreç hızlandırıldı. Günün sonunda tabii biz bunu ilan etmemiştik. Çünkü her zaman bir aksilik doğabilir insanın doğasında bu vardır. Ama ben bir Kaymakam olarak değil bir birey olarak da bu sene okulların açılacağına inancım sonsuzdu. Genel kanaat okulların bu yıl açılamayacağıydı. Bunu gelen herkes söylüyordu ama ben bir idareci sorumluluğu ile okulların açılacağını garanti bile olsa söyleyemezdik. Ama kalbimizden geçen açılacağıydı ama dile getiremesek bile herkes gibi gönlümüz bunu istiyordu. Tabi ki bunun vücut bulması ve yavrularımızın kaliteli, yüksek standartlarda eğitim alıyor olması bizim için çok önemliydi. Yine devam eden Milli Eğitim yatırımlarımız var. Belki ilerleyen süreçlerde bazı mahallelerimizde yeni derslik ihtiyacı doğabilecek ki onunda ön çalışmalarını yapıyoruz.

Üniversite, Biga İlçemizde bir üniversite olması, fakültelerimizin olması, yüksek okul olması Biga için çok yüksek bir katma değer. Hem ilçemizin prestiji anlamında hem de buraya okumaya gelen öğrencilerimiz beraberlerinde kültürlerini, sosyolojilerini getirerek bizlere ayrı bir zenginlik ayrı bir vizyon katıyorlar. Bu anlamda üniversitemizi çok değerli buluyoruz. Sağolsun kıymetli Rektörümüz gerçekten çok vizyoner bir Hocamız, sürekli istişare ediyoruz, beraber çalışıyoruz. Geçtiğimiz ay Ticaret Odamız da çok güzel bir Üniversite Çalıştayı gerçekleştirildi. O çalıştayda üniversitemizin geleceği hakkında belli kararlar aldık, paydaşlarımızdan belirli taleplerimiz oldu. Üniversite ile kentin nasıl bağ kurabileceği, nasıl iç içe yaşayabileceği bir sistem dizayn edebiliriz, öğrencilerimizi nasıl fire vermeden Biga’da devamlılığını sağlayabiliriz diye yapılan ciddi bir çalıştaydı. Ümit ediyorum ki yakın zamanda meyvelerini toplayacağız.

Sivil Toplum Platformumuz var. Gündemimizin ana maddelerinden biri de üniversite olacak. Bunu ana madde yapmamız çalıştayı yapmamız bile bu konuya verdiğimiz önemin en önemli göstergelerinden biridir. Üniversite ile ilçe merkezimiz 8-10 kilometrelik bir mesafede. Kolay bir ulaşım için öğrencilerimizin kente bağlılığını nasıl arttırırız noktasında paydaşlarımızla ciddi bir beyin fırtınası gerçekleştiriyoruz. Bigamıza, Biga’nın ruhuna, tarımsal üretime uygun tarım ve hayvancılığa dönük bir heyetimiz var bu konuda beyanımız da var. Tarım ve hayvancılık ile ilgili bir bölüm, bir fakülte hatta bir hayvan hastanesi oluşturulması konusunda sağolsun Rektörümüzün ciddi gayretleri var. Hep beraber buna bir netice alırsak Biga’nın üniversite anlamında da kalitesi giderek artacaktır. Cari durumda da fakültelerimizdeki, meslek yüksekokulumuzdaki kıymetli hocalarımızla hem de İİBF’deki dekan hocamızın vizyonuyla öğrencilerimizi daha iyi şartlarda okutmak ve devamlılığı arttırmak, kaliteyi arttırıp bırakmalarını engelleyecek şartların oluşması için ciddi bir mücadele veriyoruz.

-Bizleri Kabul Edip Sorularımıza Tüm Samimiyetiniz İle Cevap Verdiğiniz İçin Çok Teşekkür Ediyoruz. Bizim Atladığımız  Ve Ya Sizin İlave Etmek İstediğiniz Bir Konu Var Mı?

Özellikle şunu ifade etmek istiyorum ki Bigalı vatandaşlarımız çok duyarlı. Toplumsal meselelerde de  bireysel hadiselerde de gerçekten hassasiyetler yüksek. Ve bilinç düzeyi yüksek bir toplum da. Ama ben bir hatırlatma olarak şunu söylemek isterim ki özellikle devlet-millet kaynaşmasında problemi olan bir ilçemiz yok ama bulundukları mahalle, kendileri olsun olmasın, farklı zaruriyeti olan varsa, dara düşmüş bir vatandaşımız varsa, zor günler geçiren vatandaşlarımız varsa ya da devletten muradı olan vatandaşlarımız varsa lütfen bize çekinmeden gelsinler. Bunu samimiyetle ifade etmek istiyorum ki randevu beklemeksizin derdi olan vatandaşımız devletine derdini açabilir. Biz çözebilecek bir makamda isek biz çözeriz, makamımızı aşan bir konu varsa vatandaşımızın elinden tutar ilgili makamları aşındırmak sureti ile meselenin çözüm noktasında vatandaşımız ile birlikte mücadele veririz. Bu neden ile açık kapı politikamızın altını çizmek istiyorum.

Gerçekten Biga bir çok şeyi kendi dinamikleriyle, kendi sosyolojik potasında halletmiştir. Güvenlik anlamında ciddi sıkıntılarımız yok. Sosyal doku, sosyal kültür oturmuş. Ama bizim özellikle madde bağımlılığı ile ilgili çok ciddi bir mücadelemiz var. Bu bağımlılığı en az seviyeye indirmek bu işi takip edip bu işin simsarlarını bulmak için durmaksızın çalışıyoruz. Arkadaşlar çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bende zaman zaman kılık değiştirip sıkıntılı gördüğümüz alanlarda  bazen arkadaşlarla beraber bazen sivil aracımla ya da yaya olarak  takip ve denetim yapıyoruz.

Bizim vatandaşlarımızdan ricamız kendi mahallelerinde ve ya bulundukları mevkilerde bu ve buna benzer hadiselere şahit olurlarsa lütfen 112’yi zaman geçirmeksizin haber verirlerse meseledeki gücümüz, mukavemetimiz ve bu işlerle uğraşanlara karşı mücadelemiz etkinliğini arttıracaktır. Vatandaş desteği olmadan bazı meseleleri çözmek mümkün değil. Bağımlılıkla mücadele, toplumumuzun bütün kesimini ilgilendiren bir mesele. Topyekün Biga Halkının mücadele etmesi gereken bir konu. Türkiye ortalamasına baktığımız zaman Biga güvenilir bir alan ama bir kişinin bile kullanıyor olması, bir kişinin bile bu işin ticaretini yapıyor olması bizim için üzerinde durulması gereken en büyük meselelerden birisi haline gelir. Bu bağlamda çok ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Toplumun her kesimiyle ben birebir görüşüyorum. Benim vatandaşlarımızdan isteğim kolluk birimlerimize gördükleri uygunsuzlukları, usulsüzlükleri bildirmeleri. Bizim eksik yaptığımız işte olabilir ki bunları gelip bizlerle paylaşırlarsa bizlerde meselenin üzerine gideriz.

Biga’da hızlı bir giriş yaptık. Köylerimizin bir çoğunu ziyaret etme imkanım oldu, merkezde de vatandaşlarımızla sık sık buluşuyoruz. Bu tanıma sürecini hızlandırdı ama önümüzde daha çok uzun bir yol var. Tanıdıkça Biga’ya dair yapabileceğimiz vizyon projeler, çözüm bekleyen meseleler kafamda şekillenmeye başladı. İnşallah kış döneminde de çok hazırlıklı ve güçlü bir şekilde girmek için tüm birimlerimizle çalışmalarımızı yapıyoruz. Kurum müdürlerimizle de yaptığımız ilk toplantıda talimatım çok netti, ‘Vatandaşı geri çevirmeyeceğiz.’ Hakka, hakkaniyete uygun bir talep varsa, ‘Bugün git yarın gel’ kesinlikle kabul etmiyorum. Ben kaymakam olarak buna izin vermiyorsam ilgili müdürlerimizde aynı hassasiyeti göstermesi gerekir. Şanslıyım ki gönül vermiş, işini layıkıyla yapan, sorumluluklarının bilincinde olan bir ekiple çalışıyorum. Ama hangi kurumda vatandaşlarımızın meselesi varsa lütfen sineye atmak yerine gelsin bize anlatsın, biz çözüm için mücadele veririz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Başa dön tuşu