Allah’a Yönelin! Örnek Osmanlı Aile Yapısı
Değerli okuyucular; Ailenin yapısında 3 unsur vardır; baba, anne ve çocuklar. Bir ailenin temel unsurlarıdır bunlar ama bu unsurlara ilâveten her zaman başka unsurlar da bulunabilir. Büyük anne, büyük baba, dede, nine. Bunlara ilâveten torunlar bulunabilir. Osmanlı ailesi, 3 neslin, 4 neslin bir arada yaşadığı konakları ihata etmekteydi. Ailenin en yaşlı erkeği ailenin reisiydi. Daima onun sözü geçerdi. Saygı, bütün boyutlarıyla yer alırdı. Çocuklar büyüklerine saygı göstermeyi, küçüklerini sevmeyi esas alacak bir disiplinle büyütülürlerdi. Öyleyse ailede büyük çocuklar, küçük çocukların üzerinde bir mevkii sahibi olmalıdır. “Bunların hepsi benim çocuklarım, hepsi eşittir.” dediğiniz zaman bu, sadece hak açısından geçerlidir. Hepsinin hakkı birbirine eşittir. Ama gerek vazifelerin dağılımı gerek küçüklerin büyükler tarafından korunmak mecburiyetinde oluşu bir karşılıklı dizaynı gerektirir. Büyüğün küçüğü sevmesi ve koruması söz konusudur. Küçüğün büyüğü sevmesi ve ona itaat etmesi söz konusudur. İkisi birbirine eşit değildir. Sorumluluk da küçükten büyüğe doğru değişik bir hüviyet kazanacaktır ailede.
Öyleyse aile yapısının muhtevasına baktığınız zaman, bu yapının içinde ‘sorumluluk’ diye bir unsurun mutlaka mevcut olması gerektiğini unutmamalıyız. Ailenin bütün fertleri kendi yaşlarının gerektirdiği sorumluluğu almak mecburiyetindedir. Hangi anne elinde ekmekle ve yemekle çocuğunun peşinde evin içinde dolaşıp duruyorsa bu, büyük bir yanlıştır. Çocuk acıktırılmalıdır. Zorla beslenme disiplini çok yanlış bir müessesedir. Çocuğu şımartır ve yemeklere karşı ilgisiz kılar. Üstelik bunu nefsi, bir geçim vasıtası edinir. Annesine, babasına sitem yapar çocuk; davranışlarıyla, onların kendisine verdiği şımarıklığa müsait hava içerisinde. Şımarıklık ailede katiyen tecviz edilmez. Osmanlı yapısı bunu ifade eder. Şımarık çocuk, Osmanlı çocuğu olamaz. Çocuk, en küçük yaştan itibaren kendi yemeğini kendisi yemeyi öğrenmelidir. Ağza beslemek çocuğu şımarık kılar. Saygılarımla