Allah’a Yönelin! Mağfiret Ve Şefaat
Değerli okuyucular; Mağfiret ve şefaat günahların bağışlanması manasına gelse de Sahabe açısından tam olarak aynı şeydir değildir. Sahabe için günahların bağışlanması Allah ile ilişkilerinde mağfiret, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile ilişkilerinde şefaat adını alıyor, her ikisinde de günahları sevaba çevriliyor.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in sahâbe hakkındaki Allah’a münacaatı.
-“Ya Rabbi! Onların günahlarını bir de benim sebebimle bağışla, onların resulünün sebebi ile bağışla. Allahû Tealâ’nın onların günahlarına benim için de mağfiret et.” ifadesi var.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in dünya üzerinde vücut bulan bir işlemidir, kişinin günahlarının ikinci defa af edilmesi yani sevaba çevrilmesidir. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le sahâbe arasındaki ilişkide bu olayın adı mağfiret değildir, bu olayın adı şefaattir. İnsanlar arasındaki bir müessese. Allah’a müracaat olunuyor, hem kendisine şefaat edilen günahlarının affı için dilekte bulunuyor hem de şefaat eden o şefaat ettiği kişilerin günahlarının affı için talepte bulunuyor ve günahlar affediliyor, şefaat hükmünde bir defa daha affediliyor.
İşte bu, günahların affedilmesi, iki defa affedilmesi veya sevaba çevrilmesi olayı, sahâbe ile Peygamber Efendimiz (S.A.V) arasındaki ilişkide şefaat adını alıyor, Peygamber Efendimiz (S.A.V) kâinattaki en büyük şâfidir yani şefaat edici.
Allah (c.c) bütün insanların mutlaka cennete girmesini istiyor. Matematik hesapla insanların cehenneme gitmesini imkânsız kılan bir dizayn çıkıyor ortaya. Ama Allah’ın günahları sevaba çevirmesiyle yani mağfiretiyle, kişi sıfır günahlı ama mevcut sevaplarına günahlarının da sevaba dönüştürülmesiyle yeni sevaplar işlemiş bir kişi olarak hayata yeniden başlıyor.
Bir kişinin cehenneme gitmesi, günahlarının sevaplarını aşması halinde mümkündür. Allah-û Tealâ kişiye mağfiret etmesiyle ve onun derecat sistemini bire ondan, bire yedi yüze kadar artırarak,Allah-û Tealâ o kişinin cennete gitmesini sağlıyor. Saygılarımla