Allah’a Yönelin! Allah’a Ulaşmayı Dileyerek Diriliriz

Değerli okuyucular; Allah-û Teala herkesin mutlu olması için Kur’ân-ı Kerim’i indirmiş. 14 asır geriye doğru dönüp ibretle Sahabeye bakın. Sahabe büyüklerimizin hayatları savaşlarla geçti. Allah için şehit oldular. Şu kadarcık, hayatlarının bir değeri yoktu onlar için, Allah’ın değeri vardı. Ve onlar mutluydular. Ölürken de mutluydular. Allah için şehit olurken de mutluydular.

Bu dünya nasıl bu kadar değer kazanıyor gözümüzde ki; her şey bizi mutsuz ediyor? O’na Allah’a güvenemiyor muyuz? Allah’a güveniyor muyuz? Eğer güvenseydik, toplum olarak bu mutsuzluk çukurunda olmazdık.

Allah c.c bizlerle beraberdir. Bizden yanadır. Hiç bırakmaz bizi, biz O’nu bırakmadıkça. Ama şu dünyanın sıkıntıları bizi Allah’a bakamayacak kadar kuşatmışsa, Allah’ı defterden silmişsek, O’na ibadet etmenin bir zevk olduğunu hiç yaşayamıyorsak, o zaman yanlışlıklar içindeyiz. Ne zaman Allah’a yönelirseniz, dünya problemlerinin sizi yakalayamadığı, kıskıvrak sizi mutsuz edemediği bir yeni zemine oturacak geminiz, hayat geminiz. Allah’ın temel emri odur: “Bana tevekkül edin.” diyor. “Bana güvenin.” diyor Allahû Tealâ. Eğer Allah’a güvenirseniz, o zaman huzursuz olmanın üzerine bir sünger çekmeyi başaracaksınız. Hiçbirimiz Sahabe kadar huzursuz edici şartlar içinde yaşamıyoruz. Ama iblis bize etrafınızdaki şartları korkunç kâbuslar gibi gösteriyor ve aklımızı oradan kurtarıp Allah’a konsantre edemiyoruz.

Değerli okuyucular; Kur’ân, bir mutluluk kitabıdır. O’nu ne kadar tatbik edebilirseniz o kadar hayattasınız. Yoksa bir ölüsünüz. Şu dünyada Allah’a ulaşmayı dilemeyen bütün insanların gözlerinin kör olduğunu, kulaklarının sağır olduğunu, kalplerinin idrak edemediğini söylüyor Allahû Tealâ. Bütün insanlarda Allah’a açılan bütün kapılar, o kişinin Allah’a ulaşmayı dilediği ana kadar, cüz’i iradesini bu istikamette kullandığı güne kadar, Allah’a ulaşmayı dilediği güne kadar kapalıdır, şeytanın bütün kapıları da açık. Öyleyse Allah’a ulaşmayı dileyerek dirileceksiniz. Saygılarımla