Allah’a Yönelin! Af Dilemek
Değerli okuyucular; başkaları bize kötülük yapabilirler. Bu isteyerek te olabilir, istemeyerek te olabilir. Bizler de başkasına isteyerek veya istemeyerek başkalarının kalbini kırabiliriz. Bu durumda önce biz özür dilemeliyiz. İşte insanın nefsi o zaman devreye girer: “Sen ondan aşağı bir insan mısın da sen ondan af dileyecekmişsin. O senden af dilemeyecekmiş.” Nefsinize karşı deyin ki: Evet, ben ondan af dileyeceğim, sen istesen de istemesen de.”
Ne kaybederiz? Gittik, af diledik. Af dileyen biz olduğumuz için biz kazanırız. O af dileseydi, o kazanacaktı. Ama af dilemek büyüklüğünü gösteren biziz. Birçok insan için bu çok zor bir olaydır; af dilemek. Eğer bir başkasını üzecek bir davranışta bulunmuşsak bilerek de olsa, bilmeyerek de olsa, o kişiden af dilemek mecburiyetindeyiz. Bu bir zaruriyet.
Şimdi BELKİ burada, “Ama ben onu bilerek yapmadım. Neden ondan af dileyim?” diye bir düşünce akla gelebilir. Aklınıza hangi tarz bir düşünce gelirse gelsin, Allahû Tealâ af dilemenizi istiyor. Haklı olabilirsiniz. Ama eğer af dilemek büyüklüğünü gösterirseniz siz önde olursunuz. Çünkü yaptığınız hatayı, kaybettiğiniz derecatı aynen Allahû Tealâ size tekrar kazandıracaktır. Bu kadar mı? Hayır, aslından Kuran da Rabbimiz af dilemenin ve affetmenin daha da ötesini istiyor bizlerden Belki bunu hemen yapamayız ama Rabbimiz hedef olarak, bizlerin kötülüğe karşı iyilik yapmamızı istiyor.
Fussilet- 33 Allah’a davet eden ve salih amel (nefs tasfiyesi) yapan ve: “Muhakkak ki ben teslim olanlardanım.” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?
FUSSİLET 34: Hasene (iyilik) ve seyyie (kötülük), müsavi (eşit) değildir. (Kötülüğü) en güzel şekilde karşıla. O zaman seninle arasında düşmanlık olan kişi, samimi bir dost gibi olur. Saygılarımla