Allah’a Yönelin! Ahlak Nereden Nereye?
NİSA-135 Ey âmenû olanlar! Kendinize, anne ve babanıza ve yakınlarınıza bile olsa, zengin veya fakir de olsalar, Allah için adaleti yerine getiren şahitler olun. Çünkü Allah, ikisine de daha yakındır. Adaletli davranmak için, artık hevânıza (nefsinize) uymayın. Ve eğer dilinizi eğip bükerseniz (sözü değiştirirseniz) veya (haktan, adaletten) yüz çevirirseniz o taktirde muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır.
Değerli okuyucular; Ahlâk adına cihana nam veren bir ceddin torunlarıyız. Ahlâk, Osmanlı’dan sorulurdu. O devirlerde dünyadaki ahlâkın temsilcisi, Osmanlı’ydı. Her tarafta ahlâkın çürüdüğü, dejenere edildiği, ahlâk müessesesinin, adaletin, hakkın ayaklar altına alındığı devrelerde Osmanlı, ahlâkı götürdü; onlara ahlâklı olmayı öğretti.
Onlar ki savaşa gittikleri zaman borçlu kimse olmazdı içlerinde. Kul borcuyla ölmek, Osmanlı’da haramdı. Hele Osmanlı’yı temsil edecek asker olsun da kul borcu olsun; padişahlar buna kesin olarak müsaade etmezlerdi. Her devirde asker toplandığında, padişahların temel emri: “Hazineyi hassadan alın, borcunuzu ödeyin. Sonra gelin, Osmanlı’nın askeri olun. Yoksa Osmanlı askeri olamazsınız.” denirdi.
Öyleyse bir ordu düşünün ki savaşa gidiyor. Bir ülke işgal ediyor. Nedir? Oradaki her şey ganimettir. Hayır, Osmanlı için böyle bir şey yoktur. Malın sahibine, oradan alınan her neyse, onun bedeli mutlaka ödenirdi. Asker eğer bir yere gitmişse, bir bağdan üzüm koparmışsa onun parasını asardı. Bir elma ağacından elma almışsa onun parasını asardı oraya. Bu, Osmanlı ahlâkıydı.
Bugün borç senetlerinin ve çeklerin yarısından fazlasının ödenmediği bir ülkenin insanlarıyız. Ve bundan utanç duymayan birçok insana sahibiz. Osmanlı’nın inkırazından bu yana ahlâk müessesesi dümura uğramış. Altı yüz yıl dünya üzerinde ahlâkı temsil eden, gerileme devrinde bile dünya üzerinde her devrede en az suç işlenen ülke olan Osmanlı’nın, Allah’a yakınlık yok olduktan sonra ne hale geldiğini ibretle görün. Ahlâk neredeymiş, nereye ulaşmış? Saygılarımla