Allah’a Ulaşmayı Dileyin! Yunus Gibi Mevlana Gibi
Değerli okuyucular; Allah’ın rahmeti ve ilmi her şeyi kaplar, bizi de kaplar. Hepimizi kapladığı için de rahmetiyle ve ilmiyle aklımızdan geçeni, daha geçtiği anda bilir. Bütün insanları sonsuz bir kontrol altında tutar.
Allah’u Teala “Acaba şu insanlardan; özenerek yarattığım şu insanlardan; bütün kâinattaki en üstün varlık olarak yarattığım şu insanlardan acaba kim, hangisi Bana ulaşmak istiyor ki Benim kulum olmak istiyor ” der.
Dikkat edin! Başlangıçta Allah’ın kulu değilsiniz. Kulluk doğuştan değil, sonradan kazanılan bir hüviyettir.
Sadece bir tek dileğinizle: “Yarabbi! Yunus nasıl Sana ulaşmışsa ruhunu ulaştırmışsa, ben de onun gibi ulaştırmak istiyorum. Yarabbi! O Yunus’un mürşidi Taptuk Emre nasıl ruhunu Sana ulaştırmışsa, nasıl ermiş olmuşsa, nasıl Mevlana ermiş olmuşsa, nasıl Hacı bektaşı veli nasıl ermiş olmuşsa ben de öyle ermiş olmak istiyorum. Ruhumu Sana erdirmek istiyorum.” Hangi tarzda bir talepte bulunursanız bulunun ama bu, onu ihtiva etmeli.
Yani ruhunuzun; Allah’ın insan olarak yarattığı birisindeki emanet olan ruhunuzun mutlaka onun gerçek sahibine iade edilmesine mecbur olduğunuzu, bununla vazifeli olduğunuzu hiç unutmayalım. Allah da zaten emanetini geri istiyor. Ama bunu inanılmaz bir biçimde kolaylaştırmış. Sizin sadece Allahû Tealâ’dan bir tek dilekte bulunmanız; böyle bir dilekte bulunmanız O’nun için yeterli. Derhal harekete geçer. Ne yapar? Önce şeytanla olan ilişkinizi bıçakla keser gibi keser.
NÛR-21: Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah’ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi işitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir).
