Allah’a Ulaşmayı Dileyin! Tasavvuf Ve Allah İçin Yaşamak
Değerli okuyucular; Allah için yaşamak: İşte bu, bunun özü başkaları için yaşamaktır. Ancak fedakârlık ettiğiniz sürece yaşarsınız. Başkalarının mutluluğuna sarf ettiğiniz her saniye sizin için bir kazançtır. Allah’ın en kıymetli hazinesi para değildir, altın değildir, zamandır. Allahû Tealâ zamanı başkalarının mutluluğuna harcayarak mutlu olmanızı istiyor. Eğer hepimiz bunu anlamış olsaydık, bugün aramızda en güzel standartlarda öyle dostluklar var olurdu ki; diğer ülkelerde ki insanlar buna sadece hayranlık duyabilirdi.
Başlangıçta sadece mutsuzluk vardır. Çünkü orada tasavvuf yoktur. Tasavvuf ile beraber mutluluklarla mutsuzluklar beraber yaşanır. Ve giderek mutluluklar artar. Tasavvuf ile nefsinizin kalbindeki afetlerin boşalması, yok olması süreci içerisinde, onlara paralel bir dizayn içerisinde mutsuzluklar adım adım yok olur. Her geçen gün mutluluk oranınız artar.
Öyleyse Allah’ın hedefinin sadece bizim mutluluğumuz olduğunu hiç unutmamalıyız. Her ortamda mutlu olmamızı sağlayan çok şey bulabiliriz. Ararsak, bulmayı hedef ittihaz edersek, mutlu olmayı başkalarına mutluluk vermek olarak kabul edersek, o zaman biz dünyadaki en mutlu topluluğu oluştururuz. Elbette ki mutluluğa bir günde ulaşılmaz. Elbette çok gayret sarf edeceğiz. Allah yolunda imtihanlara tâbî tutulacağız. Her imtihana girdiğimiz zaman: “O, Allah. Ben O’na güvenirim. Mutlaka beni bir sahile çıkaracaktır.” diye güven duyabilirsek, o zaman mutluluğu yaşayacağız.
Hayatımızın odak noktası hep üzüntülerse biz sadece üzüntülere kendinizi odaklamışsak hep üzüntü içinde yaşarız. Etrafınızdaki insanların size ulaştırabildiği şey, sadece üzüntüyse siz şeytanın elinde bir esirsiniz. Üzüntü kaynağı her zaman vardır. Tasavvuf ise sizi, o üzüntüyü sizin için yok saydıracak bir noktaya ulaştırmakla görevlidir. Saygılarımla…