Allah’a Ulaşmayı Dileyin! Sevdiriniz, Nefret Ettirmeyiniz!
Değerli okuyucular; Allah-û Teala herkesin mutlu olmasını, herkesin huzur içinde bir dünya hayatı geçirmesini, herkesin cennete girmesini arzu eder.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; Allahû Tealâ bütün insanları bir hedefe dayalı olarak, onların mutluluğu için yarattı. Bu dünyada Allah’ın bizi yaşatmasından muradı, bizim mutluluğumuzdur, huzurumuzdur. Bu mutluluğu yaşamakla Allahû Tealâ tarafından vazifeli kılındık. İnsanlar görürsünüz; mutsuzdurlar, huzursuzdurlar, sıkıntılıdırlar.
Başka insanlar görürsünüz; mutludurlar, huzur içindedirler, sulh ve sükûn içinde yaşarlar, kimseyi incitmezler.
Öyleyse iki ayrı grup insan yaşıyor. Bunlardan birinci gruba baktığımız zaman onların mutsuz olduklarını görürüz. Huzursuz, sıkıntılı, kavga içinde, dövüş içinde bir hayat yaşarlar. Bu dövüşten muradımız, kişinin kendi içindeki kavgadır her şeyden evvel. Sonra da etrafındaki insanlarla o standarttaki kişilerin uyuşamaması, her zaman başka insanlarla çatışmaları, anlaşmazlıklara düşmeleridir.
Bir diğer kesim de herkesi sever. Herkes de -ya da insanların çoğu demek daha doğru- etrafındaki insanların çoğu da onu severler.
Öyleyse sevgi, sevginin aynasıdır. Nefret de nefretin aynası. Aynanın yüzü, aynanın tersi. Eğer tersi karşı karşıya getirirseniz, ters hiçbir şeyi aksettirmez. Aynalar; önemli olan onlardır. Her zaman etrafınızdaki aynalara dikkatle bakın. Onlar çevrenizdeki insanların yüzleridir. Size nasıl bakıyorlar? Öfkeli mi bakıyorlar? Nefretle mi bakıyorlar? Sevgiyle mi bakıyorlar? Söylediklerinizi zevkle dinliyorlar mı? Herkesin gözlerinden, onların hakkınızda ne düşündüğünü bir bakışta derhal anlarsınız. Gözler doğruyu söylerler.
İnsanların sizinle olan ilişkilerinde davranış biçimleriniz, onların kalbine girmek istikametinde olmalıdır. Kendinizi sevdirmelisiniz. Onun için Allahû Tealâ: “Nefret ettirmeyiniz, sevdiriniz.” diyor.