Allah’a Ulaşmayı Dileyin! Nefsin (Hevanın) İlah Edilmesi

           Değerli okuyucular; Allah-û Teala herkesin mutlu olmasını, herkesin huzur içinde bir dünya hayatı geçirmesini, herkesin cennete girmesini arzu ettiği için  Kur’ân-ı Kerim’i indirmiş. Hedef, bütün insanları mutluluğa ulaştırmak.

          CÂSİYE-23: Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?

          İlâh nedir? Kendisine tapılandır. İlâh nedir? Kendisinden mutlak olarak emir alınan, o emre mutlak olarak itaat edilen bir yaratıcıdır. Ama biz nefsimizi dinlersek eğer, Allahû Tealâ’yı alırız Rabb mevkiinden, emir verme mevkiinden O’nu alırız, emre itaat etme mevkiinden O’nu alırız. Oraya nefsimizi koymuş oluruz. Allah’ın size verdiği her emrin yerine nefsinizin emrini gerçekleştirdiğiniz olayda, her olayda Allah’ı Rabb mevkiinden indirdiniz, nefsinizi Rabb mevkiine oturttunuz. İşte bu gizli şirktir. Şirktir; çünkü Allahû Tealâ’yı Rabb mevkiinde bulamıyorsunuz, O orda yok. Nefsinize tapıyorsunuz, nefsinizi ilâh mevkiine oturttunuz. Her Allah’ın emrini yerine getirmediğiniz zaman bunu yaparsınız; 1. Her Allah’ın yasak ettiği fiili işlediğiniz zaman gene bunu yaparsınız; 2. Ve bunu yapmakta yetkili kılındınız. Çünkü biz serbest iradenin sahibiyiz.  İradenizi doğru yolda da kullanabilirsiniz, yanlış yolda yani şeytanın yolunda da kullanabilirsiniz. Doğru yolda, Allah’ın yolunda. Yanlış yolda, şeytanın yolunda. Dilediğiniz istikamette iradenizi kullanmak yetkisi bizimdir.

         Öyleyse Allahû Tealâ bize bu irademizi nasıl kullanacağımızın metotlarını verir, şartlarını verir, yollarını gösterir. Biz o yolları tatbik mevkiine getirdiğiniz takdirde, Allah’ın bize gösterdiği yolu benimseyip de onun gereklerini yerine getirdiğiniz takdirde mutlaka kurtuluşa ulaşırız. Saygılarımla