Erdem KARANYazarlarımız

Allah’a Ulaşmayı Dileyin! Mutluluğun Temeli

           Değerli okuyucular; mutlu olmanın temelinde başkalarını mutlu etmek var.  Hepimiz bu büyük idealin arkasında olmalıyız. Mutlu mu olmak istiyoruz? Bunun en kolay metodu başkalarını mutlu etmektir. Şeytansa herkesin mutsuz olmasını istediği için onların aklına, hep başka insanların yaptığı hataları söyleyerek onlara yaklaşmamamızı, onlara güzel davranmamamızı temin etmeye çalışır. Hâlbuki biz yanlış yapan bir insana sakince konuşarak yaptığının hatalı bir davranış olduğunu onu kızdırmadan, onu öfkelendirmeden, onu kırmadan anlatabilirsek kötü bir şey mi yapmış oluruz?

           Allah’ın istediği budur. Onlara yaptığı davranış biçiminin yanlış olduğunu, onu kırmadan, onu öfkelendirmeden, ondan intikam almaya çalışmadan, onun bir dostu olduğumuzu her kelimeyle ispat ederek, onu kurtarmaya çalıştığımızı belki ispat ederek, ona doğru olan davranışı ve yanlış olan davranışı Allah’ın emirlerini göstermek suretiyle ispat edersek o kişi düşünecektir.

             Bize “evet” dese de demese de bizim ona verdiğimiz o bilgi sebebiyle kişi, yaptığı yanlışları düşünecektir.  Ve eğer biz ona hakaret etmediysek, eğer biz onu kırmadıysak davranışımızla; kabahatli bir insandan bahsediyoruz, o kabahatli, kabahatli olmasına rağmen biz onu kırmadan doğrunun ne olduğunu ona ispat edebilirsek, o kişinin doğruya yaklaşması çok daha kolay olur. Çünkü o kişi mantık ölçüleri dâhilinde düşünecektir.

             Hatasını idrak edecektir ve o kalbini kırdığı arkadaşının, neden kalbini kırdığının en sağlam delillerini başkalarının davranışlarında bulacaktır. Bunun sonu nedir? Bu kişi bunları görüp de bundan pişmanlık duyarsa ne yapar? O güne kadar yaptığı o yanlış davranıştan veya yanlış davranışlardan diyelim, yavaş yavaş vazgeçmeyi başarmaya çalışacaktır. Bir süre sonra başarmaması da söz konusu olmayacaktır. Neye dayalı olarak söylüyoruz bunu? Çünkü o kişi yanlış davranışlardan vazgeçtikçe, mutluluğunun arttığını yaşayacaktır. Yaşamaması mümkün değildir. Kişiyi üzen, yaptığı yanlış davranışlardır. Yeter mi? Yetmez. Bir yanlış davranış yapar; üzülür, bir de karşısındakinin bunun karşılığında, kendisine kendi yaptığı o yanlış davranışın karşılığı olarak daha kötü veya aynı kötülükte bir başka şeyi yaptığında gene huzursuz olacaktır. Çünkü kendisi yanlış yapmıştır, tamam. Ama kendisine de aynı şekilde bir yanlış davranış isabet ettiğinde, yaptığı hatanın başka insanlarda hangi tesiri yapacağını net olarak kendisi yaşamış olur. O zaman , bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın emri var. Allahû Tealâ istiyor ki; herkes mutlu olsun. Saygılarımla…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Başa dön tuşu