Sevgili öğretmenim,
Bir 24 Kasım Öğretmenler gününe yine kavuştuk.
Bu gün en güzel sözler sizin için söylenecek.
En duygusal klipler sizin için gösterilecek.
En acıklı şiirler, buğulu seslerle sizin için seslendirilecek.
“Fedakâr, cefakâr öğretmenler” diye bu gün övgüler alacaksınız.
Çünkü takvimler bu günün Öğretmenler Günü olduğunu yazıyor.
İyi niyetinizin, çocuksu ruhunuzun sömürüldüğünü de bugün bir daha göreceksiniz.
Emin olun televizyon kanalları bile bir magazin programında yer alan sözde şarkıcılar kadar, hatta İbo kadar zaman ayrılmayacak size.
Ne insanüstü çalıştığınız akıllara gelecek,
Ne de çektiğiniz sıkıntılar.
Çünkü sizlerin, onca bilgiye, birikime ve kutsallığa rağmen, ülkemizde bir manken kadar değeriniz olmamıştır.
Çünkü sizler hiçbir pisliğe bulaşmamışsınızdır.
Sizler ne hayat şartlarının ne de güç sahiplerinin karşısında ezilmemişsiniz,
Yıldızlar gibi hep parlak kalmışsınız.
Sizler ki, kimseye boyun eğmeyenlersiniz.
Ey, saçından ayak bileğine kadar dürüstlük ve güzellik kokan öğretmenlerimiz!
Sizler geleceği seslendirirken, kendi içinizde sessizliği seçtiniz.
Sessiz bir yaşamın içinde kendi sesinizle kendinize çare oldunuz.
Boş kaşıkla beslenmenize rağmen yine ayakta kaldınız.
Karanlıkları aydınlatmak için, hala kendinizi yakıyor ve bir mum gibi eriyorsunuz.
Ömrünüzü adadığınız çocuklar için, hiçbir umut kalmadığını, yaşlı gözlerle izlerken,
Verdiğiniz emeklerin karşılığını görmediğiniz için kahroluyorsunuz!
Ve verdiğiniz emekler, sadece senede bir gün, rol icabı hatırlanıyorken.
İçinizin yandığını görüyorum.
Biliyorsun ki, “ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak nasıl çıkar bu karanlıklar aydınlığa.” Misali.
Başkalarının hayatını yaşayan namuslu insanlar, her zaman yanar senin gibi,
Kerem gibi…
Her yıl senede bir gün rol icabı "hatırlanan" öğretmenlerimiz.
Gününüz kutlu olsun!
Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün,
Bu ülkenin en değerli varlıkları hala sizlersiniz!
Ali Galip Akyıldırım